• Dr. Pelin Yantur

Ekonomik performansın başrolü: İş gücü

16.10.2018 Cuma 09:05

Temel hedeftir ekonomik kaynakların iyi kullanılıp kullanılmadığı... Ekonomik performansı gösterir. Bu nedenle de temel politika işsizlikle mücadele ve istihdam üzerine kurulur. Nitekim de bunu kemer sıkmaya karar veren, kamu harcamalarında azalışa gitmeyi hedefleyen Türkiye’nin YEP’inde dahi gördük. Burada da kamu otoritelerince işsizlikle mücadele yine temel amaç oluyor, personelde gerektiği şekilde düzenlemeye gidiliyor. Yaşananlara rağmen emek piyasasının akış diyagramı sorunsuzca işlesin isteniyor.

2017 yılında istihdam artırıcı önlemler alınarak, teşvikler sağlandı. KGF’yi gördük, konuya ilişkin olarak işverenlere kamu kaynakları aktarıldı vs... Devam ediyoruz ve sağlanan teşviklerle istihdam kaybının önüne geçmeye çalışıyoruz. Dün, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) işgücü piyasasına dair 2018 Temmuz döneminin verilerini karşıladık. İşsizlik, 88 bin kişinin artmasıyla 3 milyon 531 bin kişiyle yüzde 10,8 seviyesinde gerçekleşti. İşgücüne katılma oranımız ise 0,3 puan artarak yüzde 54,0 düzeyinde meydana geldi. Verilere baktığımızda OECD ülkeleriyle belirgin farkımız ve 90’lar öncesinden beridir süregelen sorunumuz devam ediyor gibi görünüyor. Bu sorun yıllara göre yapılan reform paketleriyle iyileştirme gösterse de hala kendini gösteriyor.

Peki neye dayanıyor bu sorun? Önce gelin üzerinden bir geçelim sonrasında ne gibi gelişmeler var, ne neydi, ne oldu sonra onlara bakalım. İlk etkenlerden biri aslında Avrupa ülkelerine oranla şanslı olduğumuz ama etkinliğinin çok daha önemli olduğu faktör. Ne mi o? Nüfus artış hızına bağlı olarak artan genç nüfus... Bu nüfus önemli. Temmuz ayı verisinde mutlu eden bir veri. Yüzde 19,9’a geriledi bu oran. Fakat yeterli mi? Tabii ki hayır! Nüfusta büyük pay sahibi olan gençlerin daha zanaatkar olması gerektiği aşikar. Türkiye’de 190’nın üzerinde üniversite mevcut. Her ile üniversite modeli uygulandı. Şimdi sıra bu üniversitelerin uzmanlaşmalarında. Etkinliği sorgulandı ve endüstri ne istiyor, buna bakıldı. Yapılan bu girişimlerle daha nitelikli gençlerin yetişmesi şüphesiz üretkenliği artıracak ve potansiyeli hedefleyecek. Yani diyeceğim o ki Avrupa ülkelerine oranla şanslı olarak varsaydığımız gençlere yol haritası çizdiğimizde en önemlisi etkin bir yetiştirme programı oluşturduğumuzda iş gücü piyasasında sorunların temel dayanağı olan gençleri avantaja dönüştürmemiz kaçınılmaz.

Gelelim diğer bir nedene... Kadın istihdam oranının toplam istihdamdaki payının düşük olmasına. Bunun yanında kayıtdışılığı da katarsak bir de. Çünkü baktığınızda kayıtdışılıkta da cinsiyete göre farklılık belirgin bir seviyede ayrılıyor. Bu nedenle özellikle hükümet politikalarında kadının etkinliği sorgulanıyor ve üzerine çalışmalar yapılıyor. Eğitim durumuna göre kadın iş gücü oranlarına bakıyorsunuz; ilköğretim büyük pay sahibi iken yükseköğretim ikinci sırada yer alıyor. Kırsal alanda büyük bir kısım mevcut. Ücretsiz aile işçisi azımsanmayacak ölçüde. Geleneksel ev rolü baskın çıkıyor. Birçok sebebi var bunun. Doktora tezimde işlemiştim bu konuyu. Başka bir yazıda ayrıntılarıyla derinlemesine işleriz bu mevzuyu. Hanımlarımız ne yapıyor, ne düşünüyor ayrıntılı işleriz bir başka kez.

Biz yine gelelim iş gücü yapısındaki sorunlara. Efendim bir başka mevzu da; eğitim seviyesi lise altı ve altı olan vasıfsız nüfusun toplam iş gücündeki payının yüksekliğine... Aslında yürütülen politikalarla eğitim seviyesi şüphesiz artış yaşadı. Şimdi sıra eğitimin etkinliğinin belirlenmesinde. İster ara eleman deyin ister nitelikli. Tek bir şey var; o da piyasanın talebini karşılayan, etkin, uygulamaya yönelik eğitim. Teorinin yanında uygulamalı eğitim şart.

Bunların yanında kayıtdışılık ise yine temel sorunlardan. Daha çok tarımda görülen kayıtdışılık, tarım dışında da görülüyor. Sosyo ekonomik düzeni olumsuz etkileyen bu faktör, vergi ve sigorta primlerinin artırılmasıyla, düzenlenen erken emeklilik uygulamalarıyla, artan işsizlikle doğru orantılı oluyor. Türkiye’de daha çok 65 yaş ve üzeri sivil iş gücünde görülürken okuma yazma bilmeyenler veya herhangi bir okul mezunu olmayanlar da ağırlıkta. Eğitim düşüklüğü, vasıfsız işçinin fazla oluşu temel sorunlardan biri oluyor. Türkiye son yıllarda bu konuya ilişkin etkin bir şekilde mücadele ediyor dolayısıyla.

Evet efendim, işsizlik verisini incelerken bu sorunun daralan bir ekonominin ürünü olarak yansıtmaktan daha çok temeli neye dayanıyor ve ilerlemeler nasıl buna bakmak daha etkin olacaktır diye düşünüyorum. Asıl önemli olan misafir verinizden çok kalıcı olan veriniz. Neden mi? Çünkü kendisi ekonomik performansın başrolüdür de ondan.


Yazarın Önceki Yazıları