• Dr. Pelin Yantur

Eğitim ekonomiye yön veriyor

12.03.2018 Pazartesi 11:24

Kaliteli büyümenin itici gücü olan yüksek teknolojik ürün ihracatının öneminden bahsetmiştim daha önceki yazımda. Teknoloji ve bilim üretmenin yanında 2023 hedefleri doğrultusundaki 500 milyar dolarlık ihracat hedefinden söz etmiştik. Burada kaliteli büyüme için iyi bir ihracat zorunluluğu mevcut olup, bunun için de katma değerli üretim olmazsa olmazımız demiştik. Sonuç olarak, nitelikli işgücü gereksiniminden dolayı eğitimin yani etkin bir eğitim sisteminin varlığını vurgulamıştık.

Geçen gün yüksek öğretim kurumlarının öğretimini planlayan, düzenleyen, denetleyen ve bu kurumlardaki bilimsel araştırma faaliyetlerini yönlendiren YÖK’ün internet sayfasında gezinirken Mart ayı içerisinde yer alan kalkınmaya yönelik haberler oldukça dikkatimi çekti. “Nitelikli İnsan Gücü Çalıştayı” ndan tutun da üniversitelere yapılan kalkınma çağrılarına ve pilot uygulamalara kadar girişimler yer alıyor programlarında. Bu durum bizlere ekonomi ve eğitim ilişkisinin artık daha net ortaya konduğunu, kalkınma ve sürdürülebilir büyüme için gereksinim doğrultusunda çalışmaların yapıldığını gösteriyor. Örneğin, yapılan faaliyetlerden birisi Nitelikli İnsan Gücü Çalıştayı idi. Düzenlenen bu çalıştaya YÖK kurul üyelerinin yanında üniversitelerin meslek yüksekokul koordinatörleri, sorumlu rektör yardımcıları, kamu kurumlarının temsilcileri, ticaret odaları ve sanayiden (TÜSİAD, MÜSİAD, TOBB) temsilciler katılmışlar.  Bu çalıştayda iktisadi kalkınma ve uluslararası rekabet gücünün arttırılmasından bahsedilmiş, endüstri ve özel sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli insan gücüne dikkat çekilmiştir. Bu doğrultuda üniversitelerde verilen eğitimin etkinliği önem kazanmıştır.

Bunun dışında dikkat çeken bir vurgu ise, Sanayi Devrimi 4.0 ile ortaya çıkabilecek teknolojik işsizlik konusudur. Dijital ekonomi ile birlikte teknolojik işsizliğin yaşanacağına dikkat çekilmiş geleceğin mesleklerinin belirlenmesi ve bu doğrultuda becerilerin kazandırılması gerekliliğinin stratejik çalışmalar arasında yer aldığı bildirilmiştir. Bu durumda YÖK tarafından üniversitelere belirli sorumluluklar yüklenmiştir. Gelecek planlaması şeklindeki çalışma güzel bir gelişmedir.

Diğer bir gelişme ise, YÖK’ten üniversitelere yapılan kalkınma çağrısıdır. Ülkemizde hemen hemen her şehirde üniversite bulunmaktadır. Bu üniversitelerin bulundukları bölgedeki insan kaynaklarının gelişmesi ve sosyo- ekonomik kalkınması açısından rolünün önemine dikkat çekmiştir. Üniversitelerin bölgelerin ihtiyaçlarına göre ihtisaslaşmaları ve uzmanlaşmaları dahilinde etkinliğin artacağına vurgu yapılmıştır. Daha önce 5 pilot üniversitede bu uygulamaya gerçekleştirilmiştir. Kalkınma Bakanlığı ile ortak olan bu projenin devamlılığının sağlanması hedeflenmektedir. Örneğin, bu proje kapsamında Bingöl Üniversitesi tarım ve havza bazlı kalkınma alanında, Burdur Mehmet Akif Üniversitesi havacılık alanında, Düzce Üniversitesi sağlık ve çevre alanında, Uşak Üniversitesi tekstil, dericilik ve seramik alanında bölgesel kalkınma odaklı pilot üniversiteler seçilmiştir. Bu projede diğer üniversiteleri de dahil projenin genişletilmesi ve desteklenmesi konusundaki girişimlerden söz edilmiştir. Kısacası ihtisaslaşma ve bu doğrultuda bölgesel kalkınma odaklı politikalar önem kazanıyor. Girişimler devam ediyor. Eğitim ve ekonomi ilişkisi tekrar ortaya konup, somut adımlar atılıyor. Sosyo- ekonomik kalkınma ve insan kaynağı konusunda eğitime olan ihtiyaç bir kez daha vurgulanıyor. Potansiyel durum ve fiili durum bir kez daha karşılaştırılıp, etkinliğin ve verimliliğin yaşanması adına üniversitelerin ihtisaslaşması hususu önem kazanıyor.

Yazarın Önceki Yazıları