• Dr. Pelin Yantur

İnovasyonlu büyü

11.12.2017 Pazartesi 09:16

6- 9 Aralık 2017 tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen Türkiye İnovasyon ve Girişimcilik Haftası’nı geride bıraktık. Bu etkinlik özellikle dünya piyasalarında bir ülkenin üretim gücünü attırması, ürünlerinin markalaşması ve yeni ürünlerle varlığını göstermesi açısından önem arz ediyor.

Daha önceki yazılarımda da bir ülkenin kalkınmışlığı için üretimin hacminden çok ne ürettiğimizin rolünün büyüklüğünden ve kalkınmanın önündeki en büyük engelin de teknoloji ve bilim üretmemenin olduğundan bahsetmiştim. Buradaki en önemli şeyi unutmamak gerekir. Ekonomik büyümenin en büyük destekçisi bilgiye dayalı üretimdir.

Ar-Ge’ye dayalı üretim ve ihracat yapısı büyük önem arz ediyor. Zaten yıllardır da uluslararası iktisat konularında da böyle gruplandırmadık mı ülkeleri? Peki gelelim Türkiye meselesine... Hangi durumdayız? Ar-Ge’ye, teknolojiye ve projeye yatırım yapıyor muyuz? Neden olmasın? Türkiye’yi analiz ettiğimizde çok da olası bir durumdan bahsediyoruz aslında. Fakat 2016 yılında dünyada gerçekleşen Ar-Ge yatırımcılarını incelediğimizde ilk 30’da bir Türk yatırımcısına denk gelemiyoruz maalesef. Volkswagen ilk sırada yer alırken, SamsungElectronics, Microsoft, Roche, Johnson& Johnson, Toyota Motor, Apple gibi dünyada önde gelen markalara rastlıyoruz.

Türkiye olarak dünya sıralamasında ön sıralarda olamasak da Türk yatırımcıları arasında kimleri görüyoruz? Tofaş, Ford Otomotiv, Koç, Aselsan Elektronik SA, Arçelik, Türk Telekomünikasyon gibi yatırımcılar bu konuda önemli yerde duruyor. Yani şunu söyleyebilirim ki; sağlanacak destekle birlikte dünyada Türkiye’nin de  etkinliğinin arttırılacağına inananlardanım. Gerek ekonomik destekle gerek eğitim desteğiyle. Nitekim Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan altıncısı düzenlenen Türkiye İnovasyon ve Girişimcilik haftasında desteklerinden söz etti. Bugüne kadar 6,1 milyar liralık desteğin sağlandığını ve bundan sonraki süreçte de desteğin artarak devam edeceğini dile getirdi.

Bunun yanında Ar-Ge yatırımları ile ihracat yapısı ilişkisi önemini hepimiz biliyoruz. En baş örnek ülkelerinden birisi de A.B.D değil mi? Türkiye bu konuda gelişmiş ülkelere oranla geride olsa da ilerleme kaydediyor. Toplam ihracat oranlarına baktığımız zaman yüksek katma değerli üretim oranı %3’lerden %4’lere gelmiş durumda. Düzenlenen İnovasyon ve Girişimcilik haftasında Türkiye’nin Küresel Yenilik Endeksi’nde 68. sıradan 43. sıraya yükseldiği belirtildi. Yeterli mi? Tabii ki de hayır. Üniversitelere, araştırma merkezlerine özellikle özel sektöre ve bunun yanında girişimcilere önemli bir görev düşüyor. Umut var. Yola devam!

Yazarın Önceki Yazıları