Güncelleme : 27.03.2015 Cuma 17:47
Deloitte Türkiye’nin hazırladığı ‘Değişim Çağrısı: Türkiye Bankacılık Sektörü 2015 Öngörüleri’ (The call for rerouting: Turkish banking sector outlook 2015) raporuna göre, makro ekonomik konjonktür, pazar ve müşteri dinamikleri ile mevzuattaki değişimler Türk bankalarının kârlılıklarını 2015 yılında da etkilemeye devam edecek.
Bankalar kısa ve uzun vadeli risklerini yönetmeye çalışırken, bir yandan da maliyet etkinliği konusuna eğilmeyi sürdürecekler. Türkiye bankacılık sektörünün önde gelen bankalarının üst düzey yöneticilerine göre, önümüzdeki yıllar için dijital bankacılık ve yeni şube modelleri ön plana çıkarken, genç jenerasyona uygun bankacılık çözümlerinin de önem kazanması bekleniyor.
Deloitte, “Değişim Çağrısı: Türkiye Bankacılık Sektörü 2015 Öngörüleri” raporunu yayınladı. Rapora göre, 2014 yılında mevzuat, makroekonomik konjonktür ve diğer pazar dinamikleri ile birlikte şekillenen bankacılık sektöründe karlılık üzerindeki baskı devam ederken artan maliyetler rekabeti zorlayacak. 2014-2018 yılları arası yıllık bileşik kredi büyümesi beklentisinin geçmişteki büyüme oranı ile paralel olarak dolar cinsinden %12 seviyesinde devam etmesi, bu oranın mevduat tarafında, özellikle tasarruf oranı tahminleri ile paralel olarak yine dolar cinsinden geçmişteki (2007-2014) %6 seviyesinden %11’e yükselmesi beklenmekte. Net faiz marjının ise 2014’teki %3,2 seviyesinden 2018’de %2,8’e düşmesi tahmin edilmesine rağmen, bu oranın 2018’deki %1,6 dünya ortalaması tahmininin üzerinde seyredeceği gözlenmekte.
Türk bankalarının mevcut fiyatlama stratejilerini, hedef segmentlerini, operasyon modellerini, yatırımlarını ve maliyet kalemlerini gözden geçirmeleri gereken bir dönemden geçiliyor.
Deloitte Türkiye Finansal Hizmetler Lideri Hasan Kılıç rapora ilişkin görüşlerini şu şekilde dile getirdi:
“Marjların daraldığı, volatilitenin arttığı ve bu doğrultuda maliyet yönetiminin özellikle daha fazla ön plana çıkacağı 2015 yılında, bankalar aynı anda dijital transformasyon, müşteri deneyimi, veri yönetimi, mobil bankacılık, siber tehditler, yenilikçilik gibi pek çok konuyu da göz önünde bulundurmaya devam etmeli. Risk yönetimi perspektifi bankanın süreçlerine, organizasyonuna ve tüm DNA’sına işlenmiş bir yapıda kurgulanmalı. Bankalar veri kalitesini risk, otoritelerin gözetimi ve müşteri gereksinimleri açısından değerlendirerek karar alma süreçlerinde etkin bir şekilde kullanılmasını sağlayacak biçimde artırmaya odaklanmalı.”