Güncelleme : 10.03.2016 Cuma 08:43
AYŞE EKİN GÜNDÜZ/UZMANPARA
Altın son dönemdeki yükselişiyle tekrar ‘güvenli liman’ olma özelliğini sürdürüyor. Ancak kuyumcular için ise kabus geri döndü. Kapalıçarşı’da altının nabzını tutmak isterken, söz döndü dolaştı ve dolandırıcılara geldi. Şimdiye kadar kuyumcuların başından geçen olayları ağzımız açık dinledik.
Kapalıçarşı’da bir kuyumcu başından geçen olayı şöyle anlatıyor:
'EKMEK ARASI HELVA İLE ALTIN TOZLARINI YUTUP...'
“Atölyede çalışmalarda her akşam tartı yapılıp elemanlara teslim ediliyordu altınlar. İmalatta akşam belli bir oranda eksilme payı vardır. İlerleyen dönemlerde bu eksilme payı çok anormal rakamlara yükseldi. Daha sonra elemanlar takibe alınınca her gün akşam 5 çayında personelin çoğunluğu simit, tost vb yiyecekler aldırırken, bir tanesi her gün tahin helvası ve ekmek aldırıyordu.
Tahin helvasının içindeki madde ile altın tozu aynı sesi çıkarttığı için bu arkadaş camda bulunan altın tozuna helvayı batırarak yemeye devam ediyormuş.
Daha sonra evde dışkısını biriktirip ramat dediğimiz sistemle dışkıyla altın tozunu suda çözeltip daha sonra ocakta eritip içindeki altını alıyormuş."
'BİZDE HİKAYE BİTMEZ...'
“Bizde hikaye bitmez” diye söze başlayan bir başka kuyumcu ise şunları söylüyor:
“Bir kişi demiri altın ile kaplayıp külçe haline getirerek bunu Kapalıçarşı’da külçe altın alan firmalara satmaya çalışırken, firmanın yetkilisinin profesyonel davranmasıyla yakalandı ve adli mercilere teslim edildi.”