Güncelleme : 20.01.2015 Cuma 17:53
Borsa İstanbul 100 (BIST 100) endeksi günü önceki kapanışa göre 1.193,97 puanlık yükselişle yaklaşık 20 ayın en yükseği 89.200,45 puandan tamamladı.
BIST 100 endeksi dünkü kapanışa göre yüzde 1,36 değer kazandı, toplam işlem hacmi 5,4 milyar lira olarak gerçekleşti. Gün sonunda bankacılık endeksi yüzde 2,67, holding endeksi yüzde 0,63 yükseliş kaydetti. En fazla kazandıran sektör endeksi ise, kurumların petrol fiyat hedeflerini aşağı yönlü revize etmelerinin desteği ile yüzde 6,28 artan "ulaştırma" oldu.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) bugün genel piyasa beklentileri doğrultusunda politika faizini 50 baz puan indirerek yüzde 7,75'e çekmesinin ardından, dolar/TL, ilk tepki olarak 2,3250 seviyelerine kadar gerilese de bu seviyelerde tutunamadı ve yükselişe geçti. Dolar/TL 2,3607 ile son bir ayın en yüksek seviyesini görürken, avro/TL de 2,6917'ye geriledikten sonra 2,7342'ye yükseldi.
TCMB politika faizinde 50 baz puanlık indirime giderken, karar metninde "enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar getiri eğrisini yataya yakın tutmak suretiyle para politikasındaki sıkı duruş sürdürülecektir" ifadesini de korudu.
Analistler, faiz koridorunda değişiklik yapılmamasının, TCMB'nin olası riskleri göz ardı etmediğine dair bir sinyal olduğunu ifade ederek, buna karşın döviz kurlarındaki yükselişin dikkati çektiğini kaydediyor.
Tahvil-bono piyasasında da gösterge tahvilin bileşik faizi önce yüzde 7,18'e geriledikten sonra döviz kurlarına paralel olarak yükselişe geçti ve günü yüzde 7,46'dan tamamladı.
Analistler, BIST 100 endeksinin 89.464,45 puana kadar çıktıktan sonra yükselişe geçen döviz kurları ve faizlerin negatif etkisi altında kaldığını, buna karşın son bir saatteki satış baskılarının da sınırlı olduğunu vurguluyor. Döviz kurlarında yükselişinin ivme kazanması durumunda borsada satış baskılarının artabileceğini vurgulayan analistler, endeksin 88.000 seviyesinin üzerinde kaldığı sürece 89.900 seviyesinin gündemde olacağını tahmin ediyor.
Analistler, yarın ABD'de açıklanacak makroekonomik verilerin takip edileceğine değinerek, perşembe günü açıklanacak Japonya ve Avrupa Merkez Banklarının kararlarının ise ana yön üzerinde belirleyici olacağını belirtiyor.