Çetinkaya`dan flaş dolar açıklaması!

TCMB Başkanı Murat Çetinkaya, döviz kurundaki artışın ardından aldıkları tedbirlerin ne kadar etkili olduğunun sorulması üzerine, dalgalı kur rejiminin orta-uzun vadede dengelenmeyi sağlayabilecek bir model olduğunu söyledi.

31.01.2017 Cuma 13:44

Güncelleme : 01.02.2017 Cuma 10:52

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Çetinkaya, ''Orta vadede yüzde 5 enflasyon hedefinin, Türkiye için kalıcı ölçüde  erişilebilir ve Türkiye ekonomisinin büyüme potansiyeli ile makro dengelerine de  ciddi katkı sağlayacak bir hedef olduğu görüşümüzü koruyoruz.'' dedi.

Çetinkaya, yılın ilk Enflasyon Raporu bilgilendirme toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

'ALDIĞIMIZ ÇOK SAYIDA TEDBİR VAR'

Çetinkaya, döviz kurundaki artışın ardından aldıkları tedbirlerin ne kadar etkili olduğunun sorulması üzerine, dalgalı kur rejiminin orta-uzun vadede  dengelenmeyi sağlayabilecek bir model olduğunu söyledi. Merkez Bankasının kurdaki  seviye yerine bunların etkilerini dikkate aldığını belirten Çetinkaya, "Bu  anlamda aldığımız çok sayıda tedbir var. Hem enflasyonda beklentileri  çıpalayabilecek hem döviz likiditesini piyasada destekleyebilecek... Bir yandan  da finansal istikrarı destekleyebilir. Burada geniş bir politika seti ile  elimizdeki tüm araçları kullandık. O anlamda Merkez Bankasının etkin ve dinamik  bir duruş sergilediğini düşünüyorum." diye konuştu.

Merkez Bankasının bağımsızlığına ilişkin bir soru üzerine Çetinkaya,  "Bu sadece TCMB için değil. Genel olarak merkez bankaları ile ilgili yapılan  bağımsızlık tartışmalarında ben meseleye şöyle bakıyorum; Merkez Bankası kendisine verilmiş yasal çerçevede görevini yerine getirirken, elindeki tüm araçları etkin ve dinamik bir bileşimle kullanıyor. 2016 yılı boyunca aldığımız kararlar, attığımız adımlar, ocak ayında verdiğimiz politika tepkisi dahil bunların tamamı Merkez Bankasının hem finansal istikrar ve fiyat istikrarı açısından etkin bir yönetim modeli sergilediğini hem de elindeki tüm araçları etkin bir bileşimle kullandığını gösteriyor. Burada temel husus aktarım mekanizması ile piyasadaki etkilerinin gözlenmesi, sonuçlarının zaman içerisinde alınıyor, bu arada iyi bir iletişimle anlatılıyor olması. Biz bunları yapmaya  devam edeceğiz. Bunlar görüldükçe bu konudaki tartışmalar da zaman içerisinde ortadan kalkacaktır." ifadelerini kullandı.

Çetinkaya, özel sektörün döviz borcuna dikkati çeken sorular üzerine  de bu konuda hem finansal istikrar raporunda hem de blog sayfasında yapılmış  çalışmalar olduğunu kaydetti.

Kendilerinin Türkiye ekonomisi açısından döviz borcunun nasıl  gerçekleştiği, nerede yoğunlaştığı, bunun vade fiyatlama gibi tüm bileşenlerini,  firmalar kesimi açısından bakıldığında doğal ve finansal hedgeleri dikkate alarak  bu riskin net olarak resmini çekmek, gelişimini yakından takip etmek çabası  içerisinde olduklarını anlatan Çetinkaya, şöyle devam etti:

"Bu kapsamda risk çerçevesinin ne olduğuna dair bugüne kadar iletişim  yaptık. Kısa vadede özel sektörün borcunun dengeli olmasını... Ancak tüm aktörler  buna Merkez Bankası dahil, olabilecek tüm senaryoları dikkate alarak mevcut risk  yönetim çerçevesini iyileştirmeye çalışırlar ki Finansal İstikrar Komitesi'nin  gündeminde olan şey de budur. Tahmin ediyorum, önümüzdeki dönemde bu konuda daha  detaylı iletişimler de yapılıyor olacak."

Çetinkaya, Merkez Bankasının uyguladığı politika çerçevesinin bir  tercih olduğunu belirterek, bunun para ve likidite politikası kararları ile  birleştiğinde muhtelif ödünleşimlerin de dikkate alınmasıyla şekillendiğini  kaydederek, "Bu anlamda öncelikle verdiğimiz duruş mesajı ile sonrasında uygulama  çerçevemizde, biz tutarlı ve istikrarlı bir yolda ilerlediğimizi düşünüyoruz.  Elde edilen sonuçlarla birlikte piyasanın da bu yönde algısı oluşacaktır."  değerlendirmesinde bulundu.

'MERKEZ BANKASI GEREKEN ADIMLARI ATIYOR'

Çetinkaya, uygulanan faiz oranları ile ilgili sorular üzerine de  halihazırda dinamik bir biçimde hem likidite dağılımını yönetmeye çalıştıklarını  hem de piyasalarda referans faiz oranlarının oluşması için adımlar attıklarını söyledi.

İlk günden itibaren bu etkilerin görüldüğünü ve piyasa tarafından doğru okunmaya başlandığını gördüklerini anlatan Çetinkaya, "Zaman içerisinde bu  uygulamalar daha da net anlaşılıyor olacak. Herhangi bir oran verici gösterge faiz tanımlamasında bulunmuyoruz, bu dinamik bir çerçeve olarak devam edecek.  Önceliğimiz, piyasalardaki istikrarın oluşması ve fiyat istikrarı açısından sıkı duruşun korunması. Ayrıca piyasalarda gözlenebilecek aşırı oynaklıklara karşı da  hazır ve temkinli olmak durumundayız." ifadelerini kullandı.

Merkez Bankasının Türk lirasının dolar karşısında değer kaybetmesine  karşı verdiği tepkiler ve son yıllarda enflasyon hedefini tutturamamasına ilişkin  soru üzerine de Çetinkaya, "Merkez Bankası temel hedefi olan fiyat istikrarına  hem o hedefe ulaşılmasını yüzde 5, hem de bu hedefin kalıcı olarak ulaşıldığının  tüm aktörler tarafından geniş bir kesimde kabul görmesini ister. Politikalarımız  bu çerçevede gerçekleşiyor." dedi.

Çetinkaya, Türkiye'de Merkez Bankasının bu anlamda kararlı duruşunun  yanı sıra enflasyonun geldiği noktada, yapısal unsurların da etkileri dikkate  alınarak diğer tüm paydaşlarla ortak hareket edilmesinde fayda olduğunu dile getirdi.

Çetinkaya, şunları kaydetti:

"Biz orta vadede yüzde 5 enflasyon hedefinin, Türkiye için kalıcı  ölçüde erişilebilir ve Türkiye ekonomisinin büyüme potansiyeli ile makro dengelerine de ciddi katkı sağlayacak bir hedef olduğu görüşümüzü koruyoruz. Bu  yönde devam edeceğiz.

Attığımız adımlarla ilgili olarak ödünleşimleri dikkate alıyoruz. Bu  yönüyle bakıldığında geçtiğimiz yıl finansal koşullardaki sıkılığı azaltıcı  adımlar attık. Merkez Bankası ağırlıklı ortalama fonlama faizi ile piyasa  faizleri arasındaki farkı tarihsel düşük seviyelere getirdik. Kasım ayına  geldiğimizde konvansiyonel bir sıkılaştırma adımı attık. Bu yönde de adım  atılabileceğini gösterdik. Burada mesele bütün ödünleşimleri dikkate alarak  piyasalara etkileri odaklı, doğru soruna, doğru zamanda ve etkin tepki veren bir  çerçevenin oluşturulması. Bu anlamda, biz Para Politikası Kurulu olarak,  Merkez  Bankasının sıkılaştırma dahil tüm adımları, 2016 yılından bu yana zamanı ve uygun  bir bileşimle attığı kanaatindeyiz. Elbette sonuçları gördükçe, ilave dinamik  tepkiler verilmesi gerekirse bunu da yapabiliriz."

"
En Çok Okunan Haberler

ABD`de çekirdek PCE belli oldu

KKM hesaplarında düşüş sürüyor

`En büyük önceliğimiz fiyat istikrarı`

Microsoft`un gelir ve karı beklentileri aştı

`BoJ üç kez daha faiz artırabilir`

`ABD ekonomisi güçlü`

Japonya Merkez Bankası faizi değiştirmedi

Çin`in altın tüketimi arttı

Merkez Bankası`ndan zorunlu karşılık adımı

Avrupa`da emlak piyasası kötüleşti

Net UYP açığı belli oldu

`Petrolün enflasyon için yarattığı risk sınırlı`

BNP Paribas`ın ilk çeyrek karı düştü

Toyota`nın satışları ilk kez 10 milyonu aştı

Almanya`da ihracatçıların hissiyatı geriledi

UBS`ten paladyum tahmini

IBM`den 6,4 milyar dolarlık satın alma