Poyraz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, gıda enflasyonunun Türkiye'de aracı mekanizmasının yanlış işlemesinden kaynaklandığını, pazarda fiyatları düşürmenin yolunun kooperatif yapılanmalarını güçlendirmekten ve piyasanın taleplerine duyarlı bir üretim planlaması yapmaktan geçtiğine işaret etti.
Tarım kredi kooperatifleri olarak talebe bağlı üretim konusunda son bir yılda önemli mesafeler katettiklerini, geçmişte kendi şirketlerinin ihtiyacı için ürettirdikleri ürünleri artık pazarın ihtiyacı olan ürünlerle genişlettiklerini kaydeden Poyraz, bir çiftçi kuruluşu olarak aracı olma sorumluluğunu da üstlendiklerini söyledi.
"3 milyon ton buğdayı sözleşmeli üreteceğiz"
Ulusal market zincirlerine ortaklardan aldıkları ya da anlaşmalı ürettirdikleri ürünleri arz ettiklerini, kamu kurumlarıyla da toplu satış için protokoller imzaladıklarını anlatan Poyraz, sanayicilerle ise girdilerini doğrudan çiftçiden karşılamaları için anlaşmalar yaptıklarını ifade etti.
Geçen yıl meyve suyu üreticileri için Kütahya'da vişne ile başlayan başarılı bir modeli uygulamaya soktuklarını, bu yıl buna kiraz, kayısı ve şeftaliyi de eklediklerini aktaran Poyraz, şu bilgileri verdi:
"Bu sene meyve suyu sanayisi için 200 bin ton alım yapacağız. Makarna sanayicimizle de protokol imzaladık. Onların ihtiyacı olan yaklaşık 3 milyon ton buğdayı çiftçiden biz alacağız. Bu sene sözleşmeli üretim noktasında sezonu kaçırdık, düşük miktarda belli yörelerde sözleşmeli yapabileceğiz ama 2020 yılında 3 milyon ton makarnalık buğdayı biz sözleşmeli üretimle karşılayacağız. Bu buğdayın 600 bin tonu ithal edilmek zorunda kalıyordu. Biz esas olarak bunu ürettirmek istiyoruz. Yaş sebze ve meyvede de aynısı geçerli. Bir tarafta üretici bir tarafta tüketici var. Hızlı bir şekilde belediyelerimizle koordineli şekilde üretilen ürünü pazara tüketiciye taşıma noktasında bir gayret içine gireceğiz."
"Salça örnek olacak"
Tüketicinin makul fiyatlarla gıdaya ulaşabilmesi için "bütün marketler bizim" sloganıyla yola çıktıklarını, ilk etapta depolanması kolay hububat ve bakliyat ile buna bağlı ürünlerle market raflarına çıktıklarını aktaran Poyraz, bunun belediyelerin satış alanlarıyla genişleyeceğini aktardı.
Poyraz, bu konuda altyapı yatırımlarına devam ettiklerine işaret ederek, "Geçen sene 800 milyon
lira civarında ortaklarımızdan ürün aldık. Bu sene taban 1,2 milyar lira ama hedefimiz 1,5 milyar liralık alım yapmak, orta vadede ise 5 milyar liralık bir pazar oluşturmak. İlk etapta depolanması kolay ürünlerden başladık. Gelinen noktada hızlı bir şekilde yaş sebze ve meyvede de sorumluluk alacağız. Soğuk zincir, işleme ve paketleme altyapılarını bu sene içinde tamamlayacağız. Belediyelerin açacağı satış alanlarıyla üreticinin değerinde sattığı, tüketicinin makul fiyata aldığı bir yapıda aktif rol alacağız." diye konuştu.
Kamu kurumlarıyla yaptıkları protokoller kapsamında Milli Savunma Bakanlığının ihtiyaçlarını, Kredi ve Yurtlar Kurumu ile imzaladıkları protokol kapsamında da Türkiye'deki tüm yurtlardaki yaklaşık 800 bin öğrencinin ihtiyacını karşıladıklarını dile getiren Poyraz, bu protokollerle piyasadaki fiyatları dengeleme konusunda başarı sağladıklarını vurguladı.
Geçen yıl salça fiyatlarının iki kata yakın arttığını ancak protokoller kapsamında verdikleri salçanın fiyatını değiştirmediklerini aktaran Poyraz, kamu kurumlarıyla benzeri anlaşmalar yapabilmek için yasal destek beklediklerini ifade etti.
Kamunun ihaleyle alımlar yaptığına değinen Poyraz, imzaladıkları protokollerle piyasayı regüle etme, stabil hale getirme anlamında ciddi sorumluluk üstlendiklerini belirterek, şunları söyledi:
"Yasal olarak şu an şartları zorluyoruz.
Bizim bu yasal düzenleme noktasında Hazine ve Maliye Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı elimizi, kamu kurumlarının elini rahatlatırsa, piyasayı regüle etme anlamında, gıda enflasyonunu aşağı çekme anlamında Tarım Kredi Kooperatifleri inanılmaz bir işlev üstlenebilir."