Dış açıkta makas `petrol` ile daralıyor!

Dış açık 5 yılın dibini gördü. ALB Forex Araştırma Uzmanı ve UZMANPARA yazarı Enver Erkan, "Dış açıktaki azalmanın yarıdan fazlası da daha ucuz olan enerji ithalatı faturfaturasının katkısıyla gerçekleşmiştir" dedi.

29.01.2016 Cuma 14:05

Güncelleme : 29.01.2016 Cuma 18:09

ALB Forex Araştırma Uzmanı ve UZMANPARA yazarı Enver Erkan, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı işbirliğiyle oluşturulan 2015 yılına ilişkin geçici dış ticaret verilerini değerlendirdi.

Enver Erkan yaptığı yazılı açıklamada, petrol fiyatlarındaki düşüşün Türkiye'nin de 2015 yılında 2009'dan sonraki en düşük ticaret açığını kaydetmesini sağladığını, aradaki açığı kapatmak için gerekli olan döviz miktarının azaldığını gösterdiğini vurguladı ve sözlerini şu şekilde sürdürdü:

"Yıllıklandırılmış bazda dış açığın, 2015 yılının tamamında 63 milyar dolar olarak gerçekleştiğini görmekteyiz. Dış açıktaki azalmanın yarıdan fazlası da daha ucuz olan enerji ithalatı faturasının katkısıyla gerçekleşmiştir. Türk lirasındaki değer kaybı Türk ihracatçıları açısından görünüşte olumlu olsa da, Suriye'deki terörün yarattığı jeopolitik riskler ve Türkiye'nin bazısı petrol ihracatçısı olan önemli ticaret partnerlerindeki ekonomik sorunlar nedeniyle nötralize olmuştur. Bu konjonktürde Türkiye'ye yarayan hikaye, enerji ve emtia fiyatlarındaki düşüşün etkisiyle cari açıktaki düşüş, dolayısıyla dış sermaye akımına olan ihtiyacın azalmasıdır.

Petroldeki düşüş, üretici ve ihracatçı olan ülkeleri vururken, Türkiye gibi kullanıcı ve ithalatçı olan bazı gelişmekte olan ülkeler için ithalat faturasını azaltması bakımından olumlu olmuştur. Bunun bir sonucu olarak ithalattaki düşüş, ihracattaki düşüşten daha keskin olmuştur. 2014 yılında Türkiye'nin toplam ithalatı 242 milyar dolar iken, 2015'te bu tutar 207 milyar dolara gerilemiştir. Enerji faturamız ise ilgili yıllar arasında 55 milyar dolardan 38 milyar dolara düşmüştür.

İhracattaki azalma daha çok Irak, İran ve Rusya'ya olan sevkiyatın jeopolitik ve siyasi sorunlar nedeniyle yavaşlaması ve ihracatımızın yüzde 40'ından fazlasını yaptığımız Euro Bölgesi'ndeki yavaşlamayla açıklanabilir. 2014 yılında 157 milyar dolar olan toplam ihracatımızın da 2015 yılını 143 milyar dolar ile kapattığını gözlemlemekteyiz.

Bir diğer önemli konu ise yapısal bozukluktan kaynaklanan bir şekilde ihracat maliyetlerinin TL olmaması, dolar olması  bu durumun da yüksek kur avantajını ortadan kaldırması. Normalde yüksek kur ucuzlayan TL nedeniyle ihracat fiyatlarını düşürebilecekken, ithal girdi ve ara malı ile üretim yapılması maliyetleri yukarı çekmektedir. Haliyle yüksek kurun ihracat kanalı üzerinden avantaj yaratması gibi bir durum Türkiye açısından geçerli olmamaktadır. Burada sağlanması gereken durum fiyat istikrarını sağlamaktır. Kurdaki istikrarsızlık sektörlerin rekabetçi fiyatlama yapmasının da önüne geçmektedir. Kurun seviyesinden ziyade de istikrarı ve oynaklık derecesi önemlidir."

"
En Çok Okunan Haberler

ABD`de çekirdek PCE belli oldu

KKM hesaplarında düşüş sürüyor

`En büyük önceliğimiz fiyat istikrarı`

Microsoft`un gelir ve karı beklentileri aştı

`BoJ üç kez daha faiz artırabilir`

`ABD ekonomisi güçlü`

Japonya Merkez Bankası faizi değiştirmedi

Çin`in altın tüketimi arttı

Merkez Bankası`ndan zorunlu karşılık adımı

Avrupa`da emlak piyasası kötüleşti

Net UYP açığı belli oldu

`Petrolün enflasyon için yarattığı risk sınırlı`

BNP Paribas`ın ilk çeyrek karı düştü

Toyota`nın satışları ilk kez 10 milyonu aştı

Almanya`da ihracatçıların hissiyatı geriledi

UBS`ten paladyum tahmini

IBM`den 6,4 milyar dolarlık satın alma