`Doğrudan yatırımlarda ikinci yarıyı çok pozitif kapatacağız`

Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı Arda Ermut, son 15 yılda yapılan reformların en önemlisinin yeni sistem değişikliği olacağını belirterek, "Bunun doğrudan yatırımlara etkisinin hızlı bir şekilde gözlemleneceğini ve bu senenin özellikle ikinci yarısını çok daha pozitif şekilde kapatacağımızı öngörüyoruz". dedi.

07.06.2018 Cuma 12:28

Güncelleme : 07.06.2018 Cuma 17:28

Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı  (TYDTA) Başkanı Arda Ermut, Anadolu Ajansı'nın (AA) 100. Yıl Vizyonu çerçevesinde  geliştirdiği ve finans piyasası profesyonelleri ile buluştuğu platformu AA Finans  Haberleri Terminali'nden (aafinans.com) canlı yayınlanan Finans Masası'na konuk  oldu.
 
Türkiye’ye gelen doğrudan sermaye yatırımlarında bu yılın ilk 2 ayına  çok iyi başlanmasa da üçüncü ay itibarıyla 1,1 milyar dolar çekerek son 15-16  yıldaki ortalamaya gelindiğini aktaran Ermut, bunun da seçim öncesi süreçte  olunduğu dikkate alındığında gelecek dönem için cesaret verici olduğunu ifade  etti.
 
Doğrudan yatırımcılar açısından öngörülebilirlik ve istikrar önemli  olduğu için seçim öncesi süreçlerin onların kararlarını biraz daha beklemeye  aldıkları bir dönem olduğuna değinen Ermut, "Dolayısıyla seçim sonrasında da  bütün bu kararların hızlıca uygulamaya geçirildiğini ve yatırımların hızlandığını  gözlemledik. İlk çeyrekte toplam 2,2 milyar dolar çekmişiz. Bu, çeyrekler bazında  baktığımızda Türkiye’nin ortalamasının biraz altında. Fakat önümüzdeki dönemde  inşallah seçim sonrasında hızlı bir şekilde toparlanmanın da olacağını beklemek  çok da mantıksız olmayacaktır.” diye konuştu.
 
Ermut, 2002’ye kadar toplamda sadece 15 milyar dolar yatırım çeken  Türkiye’nin 2002’den bu yana yaklaşık 194 milyar dolar yatırım çektiğine işaret  ederek, son 15 yılda hem ekonomi hem de doğrudan yatırımlardaki iyileşmenin en  büyük sebeplerinden birinin yapısal reformlar ve bu reform ajandasındaki  kararlılığın yatırımcılar tarafından doğru algılanması olduğunu bildirdi.
 
"TÜRKİYE YATIRIM ÇEKMEYE DEVAM EDECEK"
 
Son 15 yılda yapılan reformların en önemlisinin yeni sistem  değişikliği olacağını vurgulayan Ermut, “Bu sistem değişikliğinin, bürokrasi ve  devletin önemli kurumlarının karar alma mekanizmalarına çok pozitif ve  hızlandırma anlamında etkisi olacak diye bekliyoruz. Özellikle son bir iki yıldır  yaptığımız toplantılarda yatırımcıların beklentisinin de bu yönde olduğunu  gözlemledik. Dolayısıyla bunun doğrudan yatırımlara etkisinin hızlı bir şekilde  gözlemleneceğini ve bu senenin özellikle ikinci yarısını çok daha pozitif şekilde  kapatacağımızı öngörüyoruz.” ifadelerini kullandı.
 
Arda Ermut, Türkiye’nin son 15 yılda global doğrudan yatırımların  yüzde 1’ini çektiği bilgisini vererek, hacim olarak 2017’de 22 milyar dolar  yatırım çekilse de pay olarak en fazla yatırım çekilen yılın yüzde 1,36 ile 2006  olduğu söyledi.
 
Dünyadaki uluslararası yatırım rakamlarına bakıldığında geçen yıl  yüzde 15-16 civarında düşüş yaşandığını aktaran Ermut, şöyle devam etti:
 
“Özellikle korumacı politikalardaki artış, siyasi belirsizlikler,  liderlik problemleri derken, bunların doğrudan yatırımlara globalde etkisi çok  pozitif olmadı. Daralan bir pastadan pay almaya çalışan daha fazla aktörün olduğu  bir ortamdayız. Artık sadece gelişmekte olan ekonomiler değil, gelişmiş  ekonomiler de daha saldırgan şekilde doğrudan yatırım çekme noktasında  çalışmalara başladı. Bizimki gibi ajansların kurulması, yine bizim ülkemizde  olduğu gibi teşviklerin daha terzi usulü, yatırımcıların beklentilerine dokunacak  şekilde dizayn edilmeye başlanması, hatta ülkelerin içindeki bölgelerin bile  birbiriyle rekabet halinde olması şu anda ekonomideki genel trend olarak  görülüyor. Dolayısıyla böyle bir ortamda da siyasi istikrar olarak,  öngörülebilirlik olarak pozitif bir şekilde kendini ayrıştıran ülkeler daha fazla  yatırım çekecek. Bizim Türkiye olarak temellerimiz her zaman sağlamdı. Önümüzdeki  dönemde de siyasi istikrarı sağladığımız sürece Türkiye yatırım çekmeye devam  eden bir ülke olarak ön plana çıkacaktır.”
 
"DOĞRUDAN YATIRIMLARDA SANAYİNİN PAYI ARTIYOR"
 
Ermut, 2002’den 2010’a kadar olan dönemde gelen yatırımlara  bakıldığında neredeyse yüzde 73’ünün hizmetler sektörüne çekildiğini, fakat  2010’dan bugüne bu payın yüzde 53’e düştüğünü, sanayinin payının ise arttığını  belirtti.
 
Bu dağılımın olumlu bir mesaj verdiğine dikkati çeken Ermut,  “Ülkemizde katma değeri yükseltecek, ithalata bağımlılığımızı azaltacak,  ihracattaki gücümüzü artıracak ve istihdam yaratacak yatırımları çekiyor olmamız  lazım. Ülke olarak doğrudan yatırımlarda bizim önceliğimiz bu yönde. Biz temelde  ekonominin pek çok alanında çok ilerleme sağlamış, fakat iki alanda hala önlemler  alınması gereken ülkeyiz. Bunlardan biri cari açık, biri de tasarruf eksikliği.  Bu ikisi için de doğrudan uluslararası yatırımlar çok ciddi bir kaynak.  Dolayısıyla bizim özellikle bu iki probleme dokunup, aynı zamanda ülkenin  ihtiyaçları ve öncelikleriyle doğru bir şekilde eşleşen yatırımları çekebiliyor  olmamız lazım. Gelen yatırımlardaki değişim de, imalatın ve enerjinin artışı,  bunlar artarken hizmetlerin azalması önemli." değerlendirmesinde bulundu.
 
Doğrudan yatırımlarda aynı zamanda bölgeler olarak da çeşitlendirme  yapmaya çalıştıklarını anlatan Ermut, şunları kaydetti:
 
"Çünkü biz bunun etkisini özellikle 2008-2009’da dünyadaki global  finansal krizde gördük. Ülke olarak hem finansal sistemimizin sağlam olması hem  de “toksit assetler” dediğimiz o zehirli varlıkların ve türev enstrumanlarının  finansal sistemimizde çok olmaması, aynı zamanda ekonomimizdeki istikrarla biz  belki doğrudan etkilenmedik. Fakat Avrupa çok etkilendiği için ve bizim doğrudan  yatırımlarımızın önemli bir kaynağı, yüzde 75 oranında Avrupa olduğu için  doğrudan yatırımlara o zaman hemen bir etkisi olmuştu. Aynı zamanda dış  ticaretimize de etkisi oldu ve ihracatımızda bir azalma yaşadık.
 
Dolayısıyla bizim hem dış ticaret anlamında hem de yatırım çektiğimiz  ülkeler anlamında pazarlarımızı çeşitlendirmemiz lazım. Bu anlamda da pozitif  yönde bir değişme görüyoruz. 2010’a kadar yaklaşık yüzde 75’i Avrupa’dan  gelirken, 2010 sonrasında bu oran yüzde 71’lere kadar düştü. 2017’deki rakama  baktığımızda ise Avrupa’nın payı yüzde 67. Tabi en çok yatırım çektiğimiz ilk 10  ülkenin 6’sı hala Avrupa ülkesi. Bu konudaki o dinamik ve bunun geçerliliği  tartışılmaz. Bu Türkiye açısından muhtemelen hep böyle olacak. Fakat biz en  azından bu noktadaki kırılganlığımızı ve bazı pazarlara bağımlılığımızı  azaltabiliriz."

Arda Ermut, özellikle Uzak Doğu, Orta Asya, Körfez bölgelerinden daha  çok yatırım çekmeye başladıklarını belirterek, "Bunlar aynı zamanda dünyanın  hızlı gelişen ekonomileri. Çin, Japonya, Singapur, Malezya gibi ülkelerden daha  çok yatırım çekmeye başladık. Aynı zamanda bizim ciddi potansiyel olarak  değerlendirebileceğimiz Rusya ve Orta Asya ülkeleri var. Totalde bakıldığında çok  yatırım çektiğimiz Avrupa ve ABD’nin payı gitgide azalırken, Asya ülkeleri ve  gelişmekte olan ekonomilerin lehine bir artış olduğunu görüyoruz. Bu da aslında  uzun vadede Türkiye’nin bu noktadaki kırılganlığının azalması ve çeşitli  pazarlardan yatırım çekmesi anlamında olumlu bir gelişme.” diye konuştu.

"
En Çok Okunan Haberler

ABD`de tarım dışı istihdam beklentilerin altında

PPK toplantı özeti yayımlandı

KKM hesaplarında düşüş sürüyor

Bakan Şimşek`ten enflasyon açıklaması

Euro Bölgesi`nde işsizlik sabit kaldı

Nisan ayı dış ticaret rakamları açıklandı

Enflasyon rakamları belli oldu

Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi arttı

S&P, Fed`den faiz indirimi beklentisini öteledi

`Hedge fonlar daha savunmacı hale geliyor`

`ECB muhtemelen üç kez faiz düşürecek`

Ford Motor`un ABD`de satışları azaldı

Societe Generale net karını açıkladı

`Faiz patikasına taahhütte bulunmuyoruz`

Coinbase Global net gelirlerini artırdı

OECD, Türkiye için büyüme tahminini yükseltti

Deutsche Bank personel maaşlarına zam yapacak