Güncelleme : 15.04.2015 Cuma 10:18
Geçtiğimiz günlerde burgan bank’ın sahibi olan Kuveytli KİPCO Holding’in üst düzey yöneticileriyle birlikte Kuveyt’te Türk basınıyla bir araya gelen Mehmet Erten, gazetecilerin sorularını yanıtladı. İzlediği faiz politikası nedeniyle Merkez Bankası’nın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından ağır şekilde eleştirilmesi konusunda görüşleri sorulan Erten, şöyle konuştu:
“Merkez Bankası ile ilgili danışmanlarının Cumhurbaşkanı’nı yanlış yönlendirdiğini düşünüyorum. Ya da en azından yönlendiremediklerini düşünüyorum. İstekleri olması doğal, böyle bir şeyi ifade etmeleri de doğal. Ancak ifade ediş biçimleri ki, Cumhurbaşkanı daha da ileri giderek ‘Merkez Bankası Kanunu’nu değiştiririm’ dedi. Görüşlerin bu şekilde ortaya konması faiz indiriminden bekledikleri nimetleri bu tarz davranışlarla daha da bozmalarına sebep oluyor. Sıkıntı burada. Faizlerin düşmemesi lazım. Merkez Bankası, Merkez Bankası’ysa bu yıl faizleri indiremez. Bu kadar net.”
TAZE SERMAYE GELMEZ
Milliyet'ten Kadife Şahin'in haberine göre, bu yıl büyüme kapasitesinin ‘biraz zorlanacağını’ söyleyen Erten, “Ekonominin ihtiyacı olan yüzde 4 - 4.5 seviyesindeki büyümenin sağlanması bankacılık sistemine taze sermaye gelirse olur. bugün taze sermaye koyacak kimse yok. Yabancılar için dolar kuru sıkıntılı. Örneğin Finansbank halka açılmaktan vazgeçti. Çünkü böyle bir talep yok” dedi.
Yüzde 10 - 15 arasında öz sermaye getirisinin yüzde 10’u bulamayabileceğini belirten Erten, sektörde önceki yıl başlayan geçen yıl da devam eden birçok risk olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:
“Piyasa, swap ve faiz riski var. Bir de düzenleme riski var. İlk defa bankacılık sektörü regülatör riski ile tanıştı. Perakende bankacılıkta BDDK, ‘Bu ürünü bu fiyattan fazla satamazsınız’ dedi. Oysa ki fiyat farklı düzeydeydi. Kısıtlama getirdi. Bence sektörde artık eski kârlara ulaşmak çok kolay değil. Bu noktaya gelirken bankaların da hataları oldu.
Çuvaldızı biraz da kendimize batırmamız lazım. Türkiye’de yüksek enflasyon döneminde bankalarda atıl duran vadesiz mevduat veya nakit akımı o kadar önemliydi ki... Bankada bırakılan bir lira banka açısından gecelik 60 faiz. Bankalar o nakit akışını elinde tutmak adına her türlü hizmeti sunmaya başladılar. Bunun için de yatırım yapıyor, ATM alıyor, sistem kuruyorlardı. Bankalar amme hizmeti veriyor algısı oluştu. ‘Bu amme hizmetlerinden ücret alacağız’ denilince antipatik olmaya başladılar.”
‘MUDİ GÜVENİ YETERSİZ’
Erten, “Bankacılık hâlâ 40-45 gün arasında vadelerle mevduat topluyor. Türkiye’de mevduat sahibi bankalara kredi müşterileri kadar güvenmiyor. Dolayısıyla kârlılığın önemi de buradan ileri geliyor. Öz sermaye kârlılığını koruyamıyorsan hiçbir manası yok” dedi.