İngiltere’nin anlaşmasız ayrılması halinde ihracat gücü zayıflayacak

İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden anlaşmasız şekilde ayrılması halinde, ülkenin Avrupa Birliği tarafından üçüncü ülke olarak tanımlanması ve ihracat gücünün ciddi şekilde zayıflaması bekleniyor.

19.09.2019 Cuma 13:58

Güncelleme : 20.09.2019 Cuma 08:32

İngiltere’nin AB’den herhangi bir anlaşma olmaksızın ayrılması halinde, birlik ile yapılan ticaretin gümrük kontrollerine ve gümrük vergilerine tabi hale gelmesinden endişe ediliyor. Bu bağlamda tedarik zincirinde uzun süreli  gecikme ve aksamaların yaşanması da ihtimal dahilinde. Sadece Dover limanından yılda 2,6 milyon tırın geçiyor olması da bunu destekliyor.

Ülkenin önemli bankalarından Barclays, İngiltere’nin AB’den anlaşmasız şekilde ayrılması halinde yiyecek ve içecek ürünlerinin tedarik zincirinde ortalama gümrük vergilerinin yüzde 27’ye kadar yükselebileceği uyarısında  bulunuyor.

Sadece geçen yıl İngiltere’nin toplam yiyecek ve içecek ithalatı 48  milyar sterlin seviyesindeydi. Bunun yaklaşık 71’i AB üyesi ülkelerden ithal edildi. Anlaşmasız ayrılık halinde market raflarında taze meyve ve sebzenin  kalmaması bekleniyor.

Barclays’in tahminlerine göre anlaşmasız ayrılığın yiyecek ve içecek  perakende sektörüne toplam yıllık maliyeti yaklaşık 9,3 milyar sterlin seviyesinde olacak. Ayrıca, ülkede söz konusu sektörün kar marjlarının yüzde 3  ila 5 arasında olduğu dikkate alındığında oluşacak ek gümrük maliyetlerinin doğrudan tüketiciye yansıyacağı, bunun da enflasyonun yükselmesine neden olacağı  düşünülüyor.

İngiltere’nin AB’ye ihracatı, toplam ihracat içerisinde yüzde 44'lük  bir paya sahip. Ülke, 616 milyar sterlinlik ihracatının 274 milyar sterlinlik kısmını AB ülkelerine gerçekleştirdi. Geçen yıl İngiltere’nin AB ülkelerinden  yaptığı ithalatın büyüklüğü ise 341 milyar sterlin düzeyinde.

Anlaşmasız ayrılık durumunda ülkenin AB ile Dünya Ticaret Örgütü’nün  (WTO) tarifelerine ve düzenlemelerine göre ticaret yapması gerekecek.

WTO ticaret ilkelerine göre İngiltere, AB ile ilaç, kimyasal madde ve  gıda ürünlerinin ithalat ve ihracatında ülkeler arası kapsamlı ve düzenleyici prosedürler gerektiren “üçüncü ülke” statüsünde olacak. Bu durumda İngiltere’nin  AB ülkeleriyle ve üçüncü ülkelerle ticaretinde gümrük vergileri artacak.

Brexit ile İngiltere sadece ortak pazara serbestçe erişim imkânından  mahrum kalmayıp, AB’nin ticaret anlaşmaları yaptığı 70’ten fazla ülkeye tercihli pazar erişimini de kaybedecek. Bu durumun tüm İngiltere’nin ihracatının yüzde  60’ını etkilemesi bekleniyor.

Katma değer kaybından en çok etkilenecek sektörlerin ise ağırlıklı  olarak kimya sanayii, makine ve otomotiv sektörleri olacağı tahmin ediliyor.

ŞİRKETLERİN SADECE BEŞTE BİRİ HAZIR

AA muhabirinin konuya ilişkin sorularını yanıtlayan Oxford Economics  İngiltere Başekonomisti Martin Beck, yakın zamanda İngiltere Merkez Bankası (BoE)  tarafından yapılan bir ankete göre, şirketlerin sadece beşte birinin anlaşmasız  Brexit’e hazır durumunda olduğunun belirlendiğini söyledi.

İngiltere’nin 31 Ekim tarihinde AB’den anlaşmasız şekilde ayrılması  halinde ülkenin ithalat ve ihracat planlarını yeniden yapmak zorunda kalacağını belirten Beck, şunları söyledi:

“İngiltere’nin AB ülkelerinde yaptığı ithalatta olası aksamaların  etkilerinin minimize edilmesi için çok fazla çalışmanın yapıldığını düşünüyorum.  Buna İngiltere’nin anlaşmasız çıkış halinde uygulayacağı geçici gümrük tarifleri  de dahil. Bu, 12 ay boyunca İngiltere’nin ithalatındaki gümrük vergilerinin  azalmasını sağlayacak. İngiltere, 12 ay boyunca Dünya Ticaret Örgütü kuralları  kapsamında ticaret yaptığı diğer ülkelerden yapacağı ithalata uygulayacağı  vergileri azaltırken, AB ülkelerinden yaptığı ithalata uyguladığı vergileri  artırmayı planlıyor. Bu, İngiltere’nin AB’de yaptığı ithalatın yüzde 18’ine  gümrük vergisi uygulanması demek. Şu anda bu sıfır seviyesinde.”

Öte yandan Beck, anlaşmasız çıkışın asıl İngiltere’nin ihracatını  vuracağını belirterek, “Burada asıl problem AB’ye ihracat yapan şirketlerde  yaşanacak. AB, anlaşmasız ayrılık halinde İngiltere’ye üçüncü ülke gibi  davranılacağını daha önce belirtmişti.” değerlendirmesinde bulundu.

Bu durumda İngiliz ihracatçıların AB’nin gümrük vergilerine, evrak  işlemlerine ve sınır kontrollerine tabii tutulacağını kaydeden Beck, İngiltere ve  Fransa arasında yapılan bir anlaşmaya göre de İngiltere’nin Dover limanında  Avrupa kıtasına gidecek olan yük gemilerin geçişine ancak gerekli belgelerinin  mevcut olması durumunda izin verileceğini kaydetti.

Beck, İngiltere’nin önündeki olasılıklara da değinerek, İngiltere’nin  AB’den çıkışının 31 Ekim tarihinden sonrasına ertelenmesinin en büyük olasılık  olduğunu, ancak bu durumun anlaşmasız çıkış olasılığını üç ay ötelese bile  ekonomi üzerinde etki yaratmayacağını düşündüklerini vurguladı.

İngiltere açısından asıl önemli olanın erken genel seçimi kimin  kazanacağı olduğunu belirten Beck, “Kasım ya da aralık ayında yapılacağının  düşündüğümüz erken genel seçimi kimin kazanacağını asıl mesele olduğunu  düşünüyoruz. Muhafazakar Parti’nin kazanması halinde anlaşmasız ayrılık olasılığı  artacaktır. İşçi Partisi’nin kazanması ise yeni bir referandumun yapılması ve  İngiltere’nin AB’de kalma olasılığının artmasına neden olacaktır.” diye konuştu.

London Capital Group Kıdemli Piyasa Analisti İpek Özkardeşkaya da,  “Anlaşmasız ayrılık olasılığı 31 Ekim tarihinde çıkışın yasal olarak  yasaklanmasıyla oldukça azaldı. Ama anlaşmasız ayrılık ihtimalinin azalması kısa  vadede bir anlaşma göreceğimiz anlamına da gelmiyor. Başbakan Boris Johnson ve  İngiltere Merkez Bankası’na (BoE) göre anlaşmasız ayrılık uzayan bir Brexit  sürecinden daha iyi.” ifadelerini kullandı.

İngiltere’nin içinde bulunduğu politik kaosun devam edebileceğine  işaret eden Özkardeşkaya, “Bu çıkış sürecinin uzaması, ekonomideki  belirsizlikleri uzatıp, şirketlerin ve devlet kuruluşlarının ileriye dönük karar  verme kabiliyetini ciddi şekilde engellediğinden ekonomi bu depresif halini  üstünden atamıyor. Ayrıca bu gidişat, erken secim olasılığı ve Muhafazakar  Parti'nin kaybetmesiyle yeni bir Brexit referandumunun olabileceği olasılığı ise  kafaları iyice karıştırmış durumda.” değerlendirmesinde bulundu.

"SARI ÇİNTE OPERASYONU"

İngiltere hükümetinin parlamentoda alınan karar çerçevesinde geçen hafta "Sarı Çinte Operasyonu" adlı anlaşmasız Brexit senaryosunu kamuoyuna açıklamak zorunda kalmıştı.

Hükümetin anlaşmasız ayrılık senaryosuna ilişkin yayımlandığı belgede, ülkenin yakıt, gıda ve ilaç kriziyle karşı karşıya kalacağı öngörülüyor.

Metin, madde madde incelendiğinde İngiltere ve Fransa arasında oluşabilecek lojistik ve gümrük sorunları öne çıkıyor.

Bu senaryoya göre İngiltere'ye gelen kamyonların yüzde 50 ila 85'i gümrüğe takılacak, 2 günü aşan gecikmeler oluşacak, Manş Denizi'nden geçişlerde ciddi sıkıntılar görülecek ve bu durumun düzelmesi 3 ayı bulabilecek.

Yine İngiltere’nin AB’den anlaşmasız şekilde ayrılması halinde elektrik fiyatlarını ciddi şekilde artması, ilaç tedarikinin uzaması, taze gıda sıkıntısının yaşanması ve buna bağlı olarak fiyatların yükselmesi öngörülüyor. İngiliz hükümetinin senaryosundaki bütün bu olumsuz öngörülerin  gerçekleşmesinden, gıda ve yakıt fiyatlarındaki artıştan en fazla etkilenecek  olan ise düşük gelir grubu olacak.
"
En Çok Okunan Haberler

ABD`de çekirdek PCE belli oldu

KKM hesaplarında düşüş sürüyor

`En büyük önceliğimiz fiyat istikrarı`

Microsoft`un gelir ve karı beklentileri aştı

`BoJ üç kez daha faiz artırabilir`

`ABD ekonomisi güçlü`

Japonya Merkez Bankası faizi değiştirmedi

Çin`in altın tüketimi arttı

Merkez Bankası`ndan zorunlu karşılık adımı

Avrupa`da emlak piyasası kötüleşti

Net UYP açığı belli oldu

`Petrolün enflasyon için yarattığı risk sınırlı`

BNP Paribas`ın ilk çeyrek karı düştü

Toyota`nın satışları ilk kez 10 milyonu aştı

Almanya`da ihracatçıların hissiyatı geriledi

UBS`ten paladyum tahmini

IBM`den 6,4 milyar dolarlık satın alma