İngiltere’nin ticaret müzakereleriyle imtihanı başlıyor

İngiltere, Avrupa Birliği’nden ayrılırken bir yandan birlik üyesi ülkelerle bir yandan da alternatif pazarlarla oldukça çetin geçmesi beklenen serbest ticaret müzakerelerine hazırlanıyor. Peki İngiltere bu kez masada kazanabilecek mi?

31.01.2020 Cuma 11:32

Güncelleme : 01.02.2020 Cuma 11:33

İngiltere’nin Avrupa Birliği ile 1973 yılında başladığı yolculuğu 31 Ocak gecesi 23:00 te sona eriyor. İngiltere’nin AB’den çıkış anlaşması kapsamında  2020’nin sonuna kadar uygulanacak olan geçiş anlaşması nedeniyle İngiliz ekonomisi üzerinde doğrudan ve sert etkilerin görülmesi beklenmiyor. Öte yandan  İngiltere ile AB arasında önümüzdeki 11 ay boyunca son derece zorlu bir müzakere sürecinin yaşanması öngörülüyor.

Geçiş sürecince İngiltere ortak pazarda kalmaya devam ederken, mal ve  hizmetlerin ticaretinde mevcut statüko devam edecek. Öte yandan İngiltere’nin  artık AB parlamentosunda ya da kurumlarında temsilcileri olmayacak. Kısacası  İngiltere 31 Ocak sonrasında karar alma mekanizmalarından tamamen çıkmış olacak.

Serbest ticaret anlaşmalarının son derece kapsamlı ve teknik  müzakereler içerdiği düşünüldüğünde 11 aylık sürenin İngiltere ve AB arasında  kapsamlı bir anlaşmanın yapılması için yeterli olmadığı düşünülüyor.

İngiltere Başbakanı Boris Johnson ise geçiş sürecinin 2020 yılından  sonrasına uzatılmaması konusunda kararlı. Öte yandan AB yetkilileri kapsamlı bir  ticaret anlaşmasının yapılması için 2022’ye kadar uzayabileceğini öngörüyor.

Daha önce AB ile Kanada arasında yapılan serbest ticaret anlaşması görüşmeleri 7 yıl sürmüş, sekizinci yılında parlamentolar tarafından  onaylanabilmişti.

Şimdi ise İngiltere temel ticaret ortağı olan AB ile serbest ticaret  anlaşması müzakerelerine başlayacak. Bu müzakerelerin en erken mart ayında  başlaması, tarım, hayvancılık ve balıkçılık, hizmetler gibi alanlarda ciddi  tartışmaların yaşanması bekleniyor.

İngiltere’nin 2020 yılının sonuna kadar AB ile uzlaşmaya varamaması ve  geçiş sürecini de uzatmaya yanaşmaması durumunda, ülke bir kez daha anlaşmasız  çıkış riski ile karşı karşıya kalacak. Bu durumda AB ile ticaretini ya AB  tarafından uygulanacak kurallara göre ya da Dünya Ticaret Örgütü’nün (WTO) gümrük  tarifelerine göre yapmak zorunda kalacak.

İngiltere Başbakanı Boris Johnson her ne kadar her fırsatta AB ile  uyumlu bir sistemi hedeflediklerini belirtse de AB’nin müzakereler sırasında  İngiltere’nin üçüncü pazarlarla yapacağı anlaşmaları da göz önünde bulundurması  bekleniyor.

İngiltere için serbest ticaret müzakerelerini zorlaştırabilecek bir  diğer konu ise esasen bu müzakerelerin 27 ülke ile yapılacak olması.

Bu müzakerelerde tek tek her ürün ve hizmetin ticaretinin bir diğer  ülke ile eşleştirmesinin yapılması, her madde üzerinde tartışmaların olması  bekleniyor.

Özellikle İngiliz ekonomisinin yaklaşık yüzde 80’lik kısmını oluşturan  hizmet sektörüne ilişkin yapılacak görüşmeler büyük önem taşıyacak. Londra finans  merkezinin geleceği ve Avrupa piyasalarına erişimin devamı önemli gündem  maddeleri arasında yer alması bekleniyor. 2016 yılından bu yana oluşan  belirsizlik ortamında uluslararası finans şirketlerini Paris, Frankfurt, Dublin  ve Lüksemburg gibi alternatif finans merkezlerine çekmeye çalışan AB’nin  İngiltere’yi müzakere masasında zorlaması olası görünüyor.

İngiliz basınına göre bankaların ve varlık yöneticilerinin  referandumdan bu yana yaklaşık 1 trilyon sterlin değerindeki varlığı AB  ülkelerine aktardığı tahmin ediliyor.

Brexit belirsizliğinin sürmesi Londra’nın finans merkezi konumuna  zarar veriyor.

Örneğin Merkezi New York'ta bulunan danışmanlık şirketi Duff & Phelps  tarafından hazırlanan "Küresel Regülasyon Görünümü" raporuna göre, New York,  Londra’yı geride bırakarak 2019 yılında dünyanın en büyük finans merkezi konumuna  yükseldi. 2019 yılı itibarıyla ankete katılan üst düzey finans yöneticilerinin  yüzde 56'sı New York'u, yüzde 34'ü ise Londra’yı öncelikli finans merkezi olarak  gördüğünü belirtiyor.

İngiltere, AB’ye daha önce 39 milyar sterlin seviyesinde bir boşanma  tazminatının ödenmesi vaadinde bulunmuştu. İngiliz Bütçe Sorumluluk Ofisi (OBR)  verilerine göre son dönemde ödenen üyelik katkı payları düşüldüğünde  İngiltere’nin AB’ye yaklaşık 30 milyar sterlinlik bir boşanma tazminatını ödemesi  gerekiyor. Önümüzdeki dönemde taraflar arasında bu tazminatında da ne zaman ve  kaç taksitte ödeneceği görüşülecek.

İNGİLTERE HANGİ ANLAŞMALARI İMZALADI?

Avrupa Birliği bu zamana kadar 40 serbest ticaret anlaşması yaptı. İngiltere AB üyesi olarak bu anlaşmalar yoluyla Kanada dahil olmak üzere yaklaşık  70 ülkeyle ticaret yapıyordu. Bu zamana kadar İngiltere AB ile serbest ticaret  anlaşması olan ülkelerle AB ile olan anlaşmanın aynısını imzalamak için görüştü.

Geçiş sürecinin sonunda taraflarla mutabık kalınması durumunda  İngiltere bu ülkelerde daha mevcut şartlarla ticaretini yapabilecek. Aynı zamanda  1 Şubat itibarıyla AB’den çıkan İngiltere, AB’nin serbest ticaret anlaşması  olmayan diğer ülkelerle de resmen ticaret müzakerelerine başlayabilecek.  İngiltere bir yandan da AB ile geçiş sürecinin sonunda devreye girecek olan  serbest ticaret anlaşması görüşmelerini yapacak.

İngiltere, bu zamanda kadar AB’den çıkış ile birlikte karşılıklı  ticaretin mevcut şartlarla devamı için 20 “devamlılık” anlaşması imzaladı. Bu  anlaşmalar Kosova, Ürdün, Tunus, Gürcistan, Güney Kore, Norveç, İzlanda, İsrail,  İsviçre ve Şili gibi toplam 50 ülkeyi kapsıyor.

İngiltere ve Türkiye arasında ise görüşmeler sürüyor. Geçen yılın aralık ayında Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, "Türkiye'nin AB ile İngiltere arasında imzalanacak anlaşmaya paralel bir anlaşma imzalanması üzerinde çalışmaları var." ifadesini kullanmıştı.

AB, İngiltere’nin en önemli ticari ortağı konumunda. İngiltere’nin  AB’ye ihracatı, toplam ihracat içerisinde yüzde 44'lük bir paya sahip. Ülke, 616  milyar sterlinlik ihracatının 274 milyar sterlinlik kısmını AB ülkelerine  gerçekleştirdi. Geçen yıl İngiltere’nin AB ülkelerinden yaptığı ithalatın  büyüklüğü ise 341 milyar sterlin düzeyinde. AB’nin İngiltere’nin toplam  ithalatındaki payı yaklaşık yüzde 53 seviyesinde. İngiltere’nin bu zamana yaptığı  “devamlılık” anlaşmaları toplam ticaretinin sadece yüzde 8’ini kapsıyor.

Geçen yılın aralık ayında ABD Başkanı Trump, İngiltere Başbakanı  Johnson'ı kazandığı seçim zaferinden ötürü tebrik etmiş ve iki liderin "iddialı  bir serbest ticaret anlaşması" için müzakerede bulunma konusunda mutabık kaldığı  açıklanmıştı. Öte yandan İngiltere’nin Çinli Huawei şirketinin ülkenin 5G  altyapısında rol almasına izin vermesinin ardından bu gelişmenin iki ülkenin  ticaret anlaşması müzakerelerine olası yansımaları merak konusu.

ULUSLARARASI FİNANS KURULUŞLARI UYARIYOR

Dünyanın önde gelen finans kuruluşları İngiltere ve AB arasındaki  serbest ticaret müzakerelerini yakından izleyecek. Uluslararası kredi  derecelendirme kuruluşu Moody’s konuya ilişkin açıklamasında İngiltere ve AB  arasında ticaret bağlarının gevşeyebileceğini, bunun da ülkenin ekonomik  temelleri üzerinde olumsuz etkileri olacağı uyarısında bulundu.

Bir diğer kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor's (S&P) ise  İngiltere’nin AB’de ayrılıyor olmasına rağmen halen önünde çeşitli zorlukların  olduğunu bildirdi.

Ayrılık sürecinin getirebileceği belirsizliklerin farkında olan  İngiltere Merkez Bankası da beklentisini 2020 için yüzde 1,25'ten yüzde 0,75'e,  2021 için yüzde 1,75'ten yüzde 1,50'ye ve 2022 için yüzde 2'den yüzde 1,75  seviyesine düşürdü.
"
En Çok Okunan Haberler

Temassız ödemelerde limit yükseliyor

Euro Bölgesi ekonomisi ilk çeyrekte büyüdü

Dış ticaret istatistikleri açıklandı

Almanya beklentilerin üzerinde büyüdü

Hizmet Üretici Fiyat Endeksi belli oldu

`Jeopolitik durum enflasyonda risk oluşturuyor`

HSBC CEO`su görevi bırakacak

Musk daha fazla Tesla personelini işten çıkarabilir

Volkswagen`in satışları düştü

`Faiz indiriminden sonra dikkatli olunmalı`

Samsung faaliyet karını 10 kat artırdı

ABD`de haftalık çelik üretimi azaldı

Goldman Sachs`tan ABD istihdamı tahmini

BMW, Çin`deki fabrikasına yatırım yapacak

Aramco, Çinli şirketle ortaklığı değerlendiriyor

Avustralya`dan Bitcoin ETF`ye onay hazırlığı

Batılı bankaların Rusya`ya vergi ödemesi arttı