Merkez Bankası `bekle-gör` dönemine geçti

Ekonomistler, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası`nın (TCMB) 9 toplantı üst üste süren politika faiz indirim döngüsünün sona erdiğini belirterek, enflasyonda yeniden düşüş trendi başlayana kadar bankanın temkinli duruşunu sürdüreceğini belirtti.

25.06.2020 Cuma 16:34

Güncelleme : 26.06.2020 Cuma 10:36

Geçen yılın temmuz ayından bu yana politika faizini toplamda 1.575 baz  puan düşüren Merkez Bankası, piyasa beklentisinin aksine bugünkü Para Politikası  Kurulu (PPK) toplantısında politika faizini yüzde 8,25 olarak sabit tuttu.

AA Finans Analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi, konuya ilişkin  yaptığı değerlendirmede, faiz kararı öncesi gerçekleştirilen anketlerde faiz  indirimine dair medyan beklentinin 25 baz puan, en yüksek beklentinin ise 50 baz  puan olduğunu belirtti.

TCMB'nin faizi değiştirmeme kararının TL açısından olumlu sürpriz  olduğunu ifade eden Bürümcekçi, "Merkez Bankası, enflasyon baskısı nedeniyle  bekleme dönemine geçti. Önceki toplantıda kullanılan  'ölçülü indirim' ve 'mevcut  para politikası duruşu altında enflasyon görünümünün yıl sonu tahminiyle uyumlu  olduğu' ifadeleri ise metinden çıkarılmıştır. Bu mesaj ise TCMB'nin enflasyon  gelişmeleri ve eğilimlerini bir süre izlemeye geçeceği anlamındadır." şeklinde  konuştu.

Bürümcekçi, Kurulun ekonomiye ilişkin değerlendirmelerinde, "yurt içi  iktisadi faaliyetin mayıs ayından itibaren toparlanmaya başladığı, enflasyonun ve  çekirdek göstergelerin kısa vadede yüksek seyredebileceği" mesajı verildiğini  söyledi.

"TCMB, EYLÜL TOPLANTISINA KADAR BEKLEMEDE KALABİLİR"

Haluk Bürümcekçi, Merkez Bankası'nın bekleme sürecinin uzayabileceği  belirtti.

Merkez Bankası'nın, bu kararıyla geçen yılın temmuz ayından beri devam  eden ve toplamda 1.575 baz puan düşüşe işaret eden indirim döngüsünü sona  erdirdiğini aktaran Bürümcekçi, "Politika faizinin değişmemesi ile önümüzdeki  dönemde ortalama fonlama maliyeti haftalık repo faizi ile yakın seyredecek, para  ve repo piyasasında gecelik faiz ise ortalama olarak piyasa yapıcı oranı olan  yüzde 7,25'e daha yakın olmak üzere yüzde 6,75-8,25 aralığında bankaların  likidite durumuna bağlı olarak dar bir alanda dalgalanacaktır." ifadelerini  kullandı.

Bürümcekçi, Merkez Bankası'nın, para politikası duruşuna ve kendi  enflasyon tahminine ilişkin ileriye yönelik bir sinyal vermeyerek faizlerde  bekleme dönemine geçtiğini söyledi.

Haziran ayında yıllık TÜFE'nin mevcut yüzde 11,4 seviyesinden daha  yukarılara gitme olasılığının yüksekliği ve belirgin düşüşlerin ancak  temmuz-ağustos döneminde baz etkisi kaynaklı olabileceği dikkate alındığında,  TCMB'nin en azından eylül toplantısına kadar bekleme niyeti olduğunun  söylenebileceğini ifade eden Bürümcekçi, şunları kaydetti:

"Ancak baz etkisi kaynaklı iyileşme dışında temel eğilimde önemli bir  iyileşme beklemediğimizden ve son dönemde iç talep kaynaklı gözlenen  toparlanmanın ve belirgin parasal genişlemenin dezenflasyonist sürece destek  vermeyeceğini düşündüğümüzden, bekleme sürecinin kalıcı hale gelebileceğini  öngörmekteyiz. Zaten son Beklenti Anketi'nde de politika faizinde indirim için  çok sınırlı alan kaldığı beklentisi gözlenmiştir."

"YILIN GERİ KALANINDA DAHA TEMKİNLİ BİR DURUŞ OLABİLİR"

Econs Kurucu Ortağı Ferhat Yükseltürk de son dönemde TCMB'nin  politikasına paralel kamu bankaları öncülüğünde yaşanan hızlı kredi büyümesinin  iç talebin daha hızlı artmasına neden olduğunu söyledi.

Dış talepteki toparlanmanın daha uzun zamana yayılma riski ve turizm  tarafında yaşanan gelir kayıplarının da cari açık ve dolayısıyla TL üzerindeki  riskleri artırdığı bir dönemden geçildiğini ifade eden Yükseltürk, şu  değerlendirmelerde bulundu:

"Ayrıca, enflasyon dinamiklerinde son dönemde hızlı kredi büyümesi,  TL'deki değer kaybı ve küresel emtia fiyatlarında dipten dönüş sinyalleri ile  artan yukarı yönlü riskler, TCMB'nin piyasaların faiz indirimi beklentisinin  aksine bu toplantıda bekle-gör politikasına geçmesine neden olduğunu görüyoruz.  Beklentim, yılın geri kalanında daha temkinli bir duruşun korunması yönünde. Bu  kapsamda, yılın geri kalanında küresel risk iştahı tarafında pandemi ve ABD  seçimleri kaynaklı risklerin oldukça yüksek olduğu bir dönemde, TCMB'nin çekirdek  enflasyon tarafında anlamlı bir toparlanma ve stabilizasyon görene kadar faiz  indirim sürecine ara verileceği yönündeki sözlü yönlendirme ile de bu adımın  desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum."
"
En Çok Okunan Haberler

Bankacılık sektörünün net karı belli oldu

Rekabet Kurulu`ndan META`ya para cezası

OECD bölgesinde enflasyon yükseldi

Bakanlıktan altın ithalatı kotasıyla ilgili açıklama

`ABD enflasyonu hisseler için önem taşıyor`

Euro Bölgesi`nde yatırımcı güveni toparlanıyor

`Temel göstergelere göre enflasyon yavaşlıyor`

S. Arabistan petrolde fiyat artışına gitti

`Haziranda faiz indirimi ihtimali güçlendi`

Avustralya`da iş ilanları sayısı artış gösterdi

ABD`de tarım dışı istihdam beklentilerin altında

PPK toplantı özeti yayımlandı

Bakan Şimşek`ten enflasyon açıklaması

Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi arttı

KKM hesaplarında düşüş sürüyor

Ford Motor`un ABD`de satışları azaldı

S&P, Fed`den faiz indirimi beklentisini öteledi