Türkiye'de 12 yıl üst üste sektörel ihracat şampiyonu olan ve geçen seneyi yıllık bazda 28,5 milyar dolarlık rekorla kapatan otomotiv endüstrisi, 2018'de hedef olarak koyduğu 29 milyar dolarlık ihracat hedefini aşmayı amaçlıyor.
Ocak-haziran döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre, binek otomobil ihracatını yüzde 7,5 artışla 6 milyar 558 milyon dolara çıkaran sektör, otomotiv yan sanayinde yüzde 22, eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlarda yüzde 15 ve otobüs-minibüs-midibüste dış satımını yüzde 4 artırdı.
Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sektörün 2017 yılında 28,5 milyar dolarlık rekor ihracat değerine ulaştığını hatırlattı.
Çelik, birlik olarak 2018 yılı için koydukları hedefe işaret ederek, "2018 yılı için 29 milyar
dolar gibi bir hedef koymuştuk kendimize. İlk 6 aydaki verilere bakarsak, 16,4 milyar dolarlık bir ihracat seviyesine ulaştık ki bu bize şunu gösteriyor; biz koyduğumuz hedefin çok daha üzerine çıkacağız, 30 milyar dolar değerini aşacağız." ifadelerini kullandı.
"2017'DEKİ REKORU YENİ BİR REKORLA TAÇLANDIRACAĞININ GÖSTERGESİ"
Yılın ilk yarısında aylık bazda da sevindirici rakamlara imza atıldığını belirten Çelik, şunları kaydetti:
"Mart ayında, tüm zamanların en büyük ihracat rakamına ulaştık. Martta, aylık bazda 3 milyar dolarlık ihracat rakamının üzerine çıktık. İlk 6 ayın toplamdaki ihracat artışı yüzde 14,5 artışla 16,4 milyar dolar seviyelerine ulaştı. Geriye dönük 12 aya baktığımızda ise 30,6 milyar dolarlık bir ihracat seviyesine ulaştık. Bu da bize gösteriyor ki 2018 yılında tüm zamanların rekorunu kıran 2017 yılının üzerine çıkacağız ve 30 milyar doları 1 veya 2 milyar dolar seviyesinde aşma noktasında bir rakama ulaşılacak. Bu da otomotiv endüstrisinin 2017 yılında elde etmiş olduğu rekoru 2018 yılında tekrar bir rekorla taçlandıracağının bir göstergesi."
İHRACATA PARİTE DESTEĞİ
"16,4 milyar dolarlık ihracat rakamı tüm zamanların ilk yarı rekorudur." diyen Çelik, çift haneli ihracat artışına yardımcı olan unsurun ise parite olduğuna dikkati çekti.
Çelik, otomotiv ihracatının avro bazlı ihracata odaklı bir endüstri olduğunu vurgulayarak, "Bu çerçevede baktığınızda avro dolar paritesinin de bizim avantajımıza ilerlemesi yani avronun daha kuvvetli olması
bizim ihracat rakamımızın daha da yüksek değerlere çıkmasına yardımcı oldu. Bu büyümenin bir kısmı, avro dolar paritesindeki avro lehine olan artıştır." değerlendirmesinde bulundu.
Geçen yıl ocak-haziran döneminde 1,08 olan avro/dolar paritesinin, 2018 ocak-haziran döneminde 1,21 olarak gerçekleştiğini belirten Çelik, şu bilgileri verdi:
"Bunun otomotiv ihracatımıza yaklaşık 1,7 milyar dolarlık artısı olmuştur. Otomotiv ihracatımızın ortalama olarak yüzde 85'i avro cinsinden gerçekleştirilmektedir. Bu nedenle avronun dolar karşısında değer kazanması dolar cinsinden ihracatımıza olumlu yansımaktadır. Biz yıla başlarken parite etkisinin daha sınırlı olacağını öngörmüştük. Ancak avro/dolar paritesi yılın ilk yarısında ihracatçılarımız lehine seyretti. Yılın ikinci yarısı için parite açısından aynı şeyleri söyleyemiyoruz. 2017 yılı ikinci yarısındaki avro/dolar paritesi 1,18'dir. Yani parite giderek 2018 yılı ortalamasına yaklaşacak bu da parite kaynaklı ihracat artışını giderek sınırlandıracaktır. Yine de yıl sonuna gelindiğinde 30 milyar doların üzerinde bir ihracat rakamına ulaşacağımızı düşünüyoruz."
"REKABETÇİ, İSTİKRARLI, ÖNGÖRÜLEBİLİR KUR POLİTİKASI TALEP EDİYORUZ"
Çelik, yılın ikinci yarısında ise paritenin olumlu etkisinin azalmasını ve otomotiv ihracatındaki artış hızının biraz düşmesini beklediklerini bildirerek, şunları kaydetti:
"Döviz kurlarındaki makul oranlı artışların ihracatımıza olumlu yansıdığını, ihracatçılarımızın rekabetçiliğini artırdığını söyleyebiliyoruz. Ancak aşırı yüksek döviz kurları da zamanla ihracat yapan firmalarımızın girdi maliyetlerini artırmakta, bu da ihracatçılarımıza yük olarak yansımaktadır. Diğer taraftan yüksek döviz kurunun araç fiyatlarını yükselttiğini, bunun da iç pazara olumsuz yansıdığını da söyleyebiliyoruz. Bizim açımızdan kurlarla ilgili en önemli unsur öngörülebilirliktir. Döviz kurlarında yaşanan yüksek oranlı dalgalanmalar ihracatçılarımızı zor durumda bırakan unsurlardan birisidir. Bu nedenle rekabetçi, istikrarlı ve mümkün olduğunca öngörülebilir bir kur politikası talep ediyoruz."