Güncelleme : 09.03.2016 Cuma 09:25
İngiliz Daily Telegraph gazetesinde yer alan değerlendirmede, Türkiye ile AB arasında Brüksel'de gerçekleştirilen göçmen krizi zirvesindeki varılan anlaşmayla Türkiye'nin AB'ye şantaj yaptığını iddia etti.
Con Coughlin "Türkiye Avrupa'nın dostu değil, tavrı şantaj" başlıklı yazısında, AB'nin sığınmacı krizini çözmek için her şeyi göze aldığını ifade ederek, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmeye kararlıysa önce cihatçıların geri dönmesini engellemek için çalışması gerektiğini yazdı.
BÜTÜN AS'LAR ANKARA'DA
Yazıda şu ifadeler yer aldı:
"Bundan kısa bir süre önce Türkiye'nin AB üyeliği sürecinde tüm kozlar Brüksel'in elinde olmasına karşın, göçmen krizi dolayısıyla şimdi oyun tersine döndü. Artık bütün as'ları Brüksel değil, Ankara elinde tutuyor. Türkler bu durumu kendi avantajları için kullanmaya kararlı.
AB'nin, göçmen krizini çözmek için Ankara'nın taleplerini yerine getirmekten başka çaresi yok. Ancak Türkler bu şantajı yaparak Türkiye'nin Avrupa ile ilişkilerini geliştireceğini düşünüyorlarsa, bunu bir kez daha düşünmeliler.
Başlangıç için, Türkiye'nin AB'ye katılmaya hala ilgi duyuyor olması sadece kötü bir şaka olabilir. Birkaç gün önce Başbakan Davutoğlu Angela Merkel ile Brüksel'de siyaseti değiştiren adım atarken Türk polisi, Türkiye'nin hükümete en muhalif Zaman gazetesine baskın düzenlemekle meşguldü.
Bu hareket, AB gibi basın özgürlüğü dahil insan haklarının korunduğu bir organizasyona ciddiyetle katılmayı düşünen bir ülkenin yapacağı bir hareket değil."
İngiliz Daily Telegraph gazetesinde yer alan değerlendirmede, Türkiye ile AB arasında Brüksel'de gerçekleştirilen göçmen krizi zirvesindeki varılan anlaşmayla Türkiye'nin AB'ye şantaj yaptığını iddia etti.
Con Coughlin "Türkiye Avrupa'nın dostu değil, tavrı şantaj" başlıklı yazısında, AB'nin sığınmacı krizini çözmek için her şeyi göze aldığını ifade ederek, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmeye kararlıysa önce cihatçıların geri dönmesini engellemek için çalışması gerektiğini yazdı.
BÜTÜN AS'LAR ANKARA'DA
Yazıda şu ifadeler yer aldı:
"Bundan kısa bir süre önce Türkiye'nin AB üyeliği sürecinde tüm kozlar Brüksel'in elinde olmasına karşın, göçmen krizi dolayısıyla şimdi oyun tersine döndü. Artık bütün as'ları Brüksel değil, Ankara elinde tutuyor. Türkler bu durumu kendi avantajları için kullanmaya kararlı.
AB'nin, göçmen krizini çözmek için Ankara'nın taleplerini yerine getirmekten başka çaresi yok. Ancak Türkler bu şantajı yaparak Türkiye'nin Avrupa ile ilişkilerini geliştireceğini düşünüyorlarsa, bunu bir kez daha düşünmeliler.
Başlangıç için, Türkiye'nin AB'ye katılmaya hala ilgi duyuyor olması sadece kötü bir şaka olabilir. Birkaç gün önce Başbakan Davutoğlu Angela Merkel ile Brüksel'de siyaseti değiştiren adım atarken Türk polisi, Türkiye'nin hükümete en muhalif Zaman gazetesine baskın düzenlemekle meşguldü.
Bu hareket, AB gibi basın özgürlüğü dahil insan haklarının korunduğu bir organizasyona ciddiyetle katılmayı düşünen bir ülkenin yapacağı bir hareket değil."