TMSF mevduatta sigorta limitini yükseltiyor

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Başkanı Muhiddin Gülal, mevduatta sigorta limitini 100 bin TL`den 150 bin TL`ye çıkarılması için çalışma başlattıklarını belirterek, "Çalışma tamamlandıktan sonra ülkemizdeki sigorta limiti 100 bin TL’den 150 bin TL’ye çıkacak" dedi.

02.07.2019 Cuma 13:25

Güncelleme : 03.07.2019 Cuma 10:49

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Muhiddin Gülal, TMSF'nin çalışmaları ve hedeflerine ilişkin düzenlenen basın  toplantısında yaptığı konuşmada, TMSF’nin adı itibarıyla bir sigorta kuruluşu  olduğunu belirterek, Türkiye’nin finansal güvenlik ağının en önemli aktörlerinden  biri olduklarını kaydetti.

Sigorta işlevini yerine getirmek adına ülkedeki 40 bankadan düzenli  periyotlarla prim topladıklarını, bu primi bankacılık sektöründe herhangi sıkıntı  olması durumunda kullanmak üzere yönettiklerini ifade eden Gülal, sözlerini şöyle  sürdürdü:

“Bu şekilde rezervimizin toplamı 43,5 milyar TL’ye ulaştı. Bunun  sigortalı mevduatı karşılama oranı da yüzde 8 seviyesinde. Sigortalı mevduat  ülkemizde 535 milyar TL seviyesinde. Dolayısıyla rezervimizin sigortalı mevduatı  karşılama oranı yüzde 8. Bu Avrupa’daki en yüksek oran. Bu oran Avrupa’da yüzde  1, Amerika’da yüzde 0,5. Rezervimizin karşılama oranımızın yüksek olmasının  sebebi bizim garanti limitimizin görece düşük kalması.

Avrupa’da garanti tutarı 100 bin avro, ABD’de 250 bin dolar, bizde 100  bin TL. Bu limiti artık güncelleyelim istedik. Mevduatta sigorta limitini 100 bin  TL'den 150 bin TL'ye çıkarılması için çalışma başlattık. Önümüzdeki süreçte  ilgili kurumlar ve paydaşlarımızla birlikte müşterek çalışma yürütüyoruz.  İnşallah bu çalışma tamamlandıktan sonra ülkemizdeki sigorta limiti 100 bin  TL’den 150 bin TL’ye çıkacak.”

SİGORTALI MEVDUATIN 100 MİLYAR TL ARTMASI ÖNGÖRÜLÜYOR

Muhiddin Gülal, sigortalı mevduatın Türkiye’de 535 milyar TL olduğunu  anımsatarak, sigorta limit tutarının artırılmasıyla bu tutarın 100 milyar TL  artarak, 635 milyar TL’ye çıkmasını tahmin ettiklerini kaydetti.

Gülal, bunun kendilerinin en önemli gelir kalemi olduğunu aktararak,  17 yıldır Türkiye’de ciddi bir bankacılık krizinin yaşanmamasının rezervleri  sürekli büyütmelerine olanak sağladığını söyledi.

Söz konusu süreçte sadece Bank Asya ile alakalı 967 milyon TL ödeme  yapmak durumunda kaldıklarını belirten Gülal, bunu da Bank Asya’nın kendilerine  geri ödediğini, küçük faiz alacaklarının olduğunu, bunun da sırası geldiğinde  kendilerine ödeneceğini kaydetti.

“MEVDUAT SAHİPLERİ 150 MİLYON TL’Yİ BANKALARDA UNUTTU”

Gülal, limite duyarlı mevduat sahiplerinin mevduatlarının sisteme  sokulması noktasında 150 bin TL limitinin ciddi katkısının olacağına  inandıklarını ifade ederek, yastık altı varlıkların sisteme alınması noktasında  yine bu limitin katkı sağlanacağını vurguladı.

Bu süreçte bankacılık sektörüne güvendiklerini belirten Gülal,  “Bankacılık sektörümüzün temel parametreleri oldukça kuvvetli.” dedi.

Gülal, zamanaşımında olan mevduatların TMSF’ye devredildiğini  anımsatarak, “Bununla alakalı 2018 yılı zamanaşımı mevduatlarını bu ay sonu  itibarıyla aldık. 150 milyon TL’yi mevduat sahipleri bankalarda unuttular. Bunun  yüksek olmasından memnun değiliz, burada finansal farkındalık adına sıkıntı  olduğunu düşünüyorum.” diye konuştu.

Alacak tahsil süreçlerinin bulunduğunu, TMSF’ye devredilen 26 bankanın  eski sahiplerinden alacaklarını tahsili ile alakalı çalışma yürüttüklerini  hatırlatan Gülal, şunları kaydetti:

"1996’dan 2016 yılına kadar Hazinemizin bu bankaların rehabilitesi  noktasında ödemek zorunda kaldığı para, anapara itibarıyla 31,5 milyar dolar.  Bunu o günden nemalandırdığımızda 150 milyar dolarlık rakamla karşı karşıya  kalıyoruz. Bunun 23,1 milyar dolarını TMSF tahsil etti. Bunun 12,4 milyar  dolarını Hazine’ye, 5,6 milyar dolarını SGK, Maliye, kamu kuruluşlarına, 1,9  milyar dolarını da TCMB’ye aktardık."

“910 ŞİRKET TMSF KAYYUMUNDA YÖNETİLİYOR”

Gülal, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ aidiyeti olduğu  tespit edilen kurumların TMSF kayyumunda yönetilmesiyle alakalı mahkemelerin  verdiği kararının bulunduğunu belirterek, 910 şirket TMSF kayyumunda  yönetildiğini, 126 şirkette pay kayyumluğu yaptıklarını, 120 gerçek kişinin mal  varlığında kayyumluk yaptıklarını, 910 şirketi 299 kayyum ile yönettiklerini,  143’ünün TMSF personeli olduğunu söyledi.

Kayyumların huzur haklarıyla ilgili spekülatif haberlerle  karşılaştıklarını ifade eden Gülal, şunları dile getirdi:

“Şöyle ifade edeyim. Boydak’ın 30 tane şirketi var, Holdinge ait 30  şirket olmasından dolayı 30 ayrı yönetim yapmıyoruz, tek yönetim yapıyoruz.  Arkadaşlar tek şirketten huzur hakkı alıyorlar, ayrı ayrı huzur hakkı almıyorlar.  Bu şirketler devir tarihi itibarıyla 44,8 milyar TL iken, 59,8 milyar TL  seviyesine ulaştı ve bu şirketler yüzde 32 seviyesinde büyüdü. Özkaynak, olarak  18,7 milyar TL düzeyinde aldık, bugün itibarıyla 22,5 milyar TL seviyesinde.  Özkaynak olarak yüzde 20 büyüdüler. İstihdam sayımız da 44 bin 655 kişi.”

Gülal, şirketlerin cezalandırılamayacağını, şirketlerin milli servet  olduğunu, istihdamı artırmaya, katma değer oluşturmaya ve ekonomiye katma değer  yaratmaya devam edeceklerini söyledi.

"EYLÜL AYINDA YENİ SİSTEME GEÇİLEBİLİR"

Konuşmasının ardından soruları yanıtlayan Gülal, sigorta limit  tutarının 150 bin TL'ye çıkartılması için yasal olarak uygunluk almaları gereken  kuruluşlar olduğunu söyledi.

TMSF tarafından yapılacak yönetmelik değişikliği ile sisteme  geçilebileceğini vurgulayan Gülal, eylül primlerinin yeni sistemde tahsis  edilebileceğini anlattı.

Gülal, gelecek süreçte bir takım yasal düzenlemelerle 910 şirketinin  tamamının satışının önünü açacakları bilgisini vererek, değerini veren herkese bu  şirketlerin açılabilmesi gerektiğini vurguladı.

TMSF kayyumunda yönetilen Fi Yapı İnanlar ve Dumankaya olmak üzere 3  inşaat şirketi olduğuna işaret eden Gülal, burada toplam 842 kişi bu şirketlerden  daire aldığını ve mağduriyetlerinin giderilmesi noktasında çalışma  başlattıklarını anımsattı.

İnşaat sektöründe olağanüstü bir durum olduğunu aktaran Gülal, satış  noktasında yaşanan zorluklar nedeniyle belirlenen takvimin gerisinde kaldıklarını  anlattı.

Gülal, "Hem sektörün içindeki sıkıntılar hem şirketlerin finansal  portföylerinin çok zayıf olması nedeniyle hareket alanımız sınırlı. İnşaat  şirketlerinin bankalara kredi borçları var. İnşallah tamamlayacaklar. Borçlar  ödenmeden daireler üzerindeki ipoteklerin kalkması söz konusu değil." diye  konuştu.

Tamamen satılan projelerden artı değer oluşturulmasının mümkün  olmadığına işaret eden Gülal, hiç başlanmamış projelerden gelecek değerlerle bir  yol haritasının çizilmesinin mümkün olduğunu anlattı.

Gülal, off-shore hadisesinde 100 milyon doların üstünde ödeme  yaptıklarını ve 200-250 milyon dolarlık riskle karşı karşıya olduklarını  belirterek, "Off-shore'un garanti kapsamında olmadığını düşünenlerdenim ama  mahkemeler off-shore'u mevduat kabul etti. Bunun ödenmesi yönünde karar  alıyorlar. Off-shore'un bankanın garanti kapsamı içinde bir mevduat olmadığını  tüm kamuoyu biliyor. Bunu da hakimlerimizin vicdanına bırakıyoruz. Bence  kesinlikle ödenmemesi gereken bir tutardır ama mahkemelerimizin kararına  saygılıyız. Off-shore'ları öderken devletim adına içim sızlıyor."  değerlendirmesinde bulundu.
"
En Çok Okunan Haberler

ABD`de çekirdek PCE belli oldu

KKM hesaplarında düşüş sürüyor

`En büyük önceliğimiz fiyat istikrarı`

Microsoft`un gelir ve karı beklentileri aştı

`BoJ üç kez daha faiz artırabilir`

`ABD ekonomisi güçlü`

Japonya Merkez Bankası faizi değiştirmedi

Çin`in altın tüketimi arttı

Merkez Bankası`ndan zorunlu karşılık adımı

Avrupa`da emlak piyasası kötüleşti

Net UYP açığı belli oldu

`Petrolün enflasyon için yarattığı risk sınırlı`

BNP Paribas`ın ilk çeyrek karı düştü

Toyota`nın satışları ilk kez 10 milyonu aştı

Almanya`da ihracatçıların hissiyatı geriledi

UBS`ten paladyum tahmini

IBM`den 6,4 milyar dolarlık satın alma