Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü Kıdemli Uzmanı Kirkegaard, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü'nün (OPEC) petrol üretimini günlük 1 milyon varil artırma kararının hemen ardından Trump'ın Suudi Arabistan'ı günlük 2 milyon varil artış konusunda ikna ettiğine yönelik açıklamasını, AA muhabirine değerlendirdi.
Suudi Arabistan'ın petrol fiyatlarının varil başına 65 ila 70 dolar seviyesinde bulunmasından memnun olduğunu belirten Kirkegaard, "Bu fiyatlar hem piyasaya ilave kaya petrolünün girmesine engel oluyor hem de ulaştırmada fosil kaynakların yerini elektrikli araçlara bırakma sürecini yavaşlatıyor. Sonuç olarak, mevcut fiyatlar ekonominin üzerinde negatif yönlü etkide bulunmuyor." ifadesini kullandı.
Kirkagaard, Suudi Arabistan'ın petrol fiyatlarını şu anki mevcut durumdan daha aşağıya çekmek için böyle bir anlaşmayı "kesinlikle" kabul etmeyeceğine ve üretim kapasitesinin tamamını kullanmayı göze alamayacağına işaret ederek, bu hamlenin ancak petrolün varil fiyatının 100 dolara yaklaşması durumunda yapılabileceğini savundu.
Suudilerin günlük üretimini 2 milyon varil artırması halinde İran ve Venezuela'nın OPEC'ten ayrılacağını ve Rusya'nın da OPEC ile iş birliğini sonlandıracağını dile getiren Kirkegaard, şöyle devam etti:
"Başkan Trump'ın Suudi Arabistan'ın petrol üretimini artırmasına yönelik teklifinin uygulanması zor. Trump'ın iddiası yalan, basit bir yalan. Trump, Suudileri tatlı sözlerle kandırabileceğini ve Suudilerin OPEC'in altını oyabileceğini düşünecek kadar hayalperest. Gerçek şu ki, Trump'ın sorunu, mevcut petrol fiyatlarının ABD'deki benzin fiyatlarını yükseltiyor olması. Aksi durumda, ABD kesinlikle Suudilerin İran'ın aleyhine yönelik taleplerini kabul etmezdi. Trump ne tweet atarsa atsın, Riyad, petrol fiyatlarının aşağı yönlü hareketini istemez."
İRAN'A AMBARGONUN KÜRESEL ETKİSİ
Kirkegaard, ABD'nin İran'a yaptırımlarını yeniden hayata geçireceğini açıklamasının küresel anlamda zincirleme sonuçlara sebebiyet vereceğini söyledi.
Avrupalı şirketlerin tıpkı Fransız Total şirketi örneğinde olduğu gibi İran'daki büyük kapasiteli projelerini Çinli devlet şirketlerine belli bir indirimle satmak zorunda kalacağını anlatan Kirkegaard, "Aynı zamanda bu durum Çin-İran ekonomik ilişkilerinin derinleşmesine sebep olacak. Bu süreçte AB ülkeleri, ABD'nin
dolar ticaretini ve İran'a ambargolarını by-pass edecek yeni ticaret altyapılarını zorlayacak." değerlendirmesinde bulundu.
Kirkegaard, sürecin sonunda bu durumun devam etmesi halinde AB-ABD arasındaki Atlantik ötesi ilişkinin zarar göreceğini ve AB'nin ticarette Çin ve Rusya'ya daha da yaklaşacağını ifade etti.
PETROL ARZI BEKLENENDEN FAZLA OLACAK
Merkezi İskoçya'da bulunan araştırma ve danışmanlık şirketi Wood Mackenzie Petrol Araştırmaları Bölümü Başkan Yardımcısı Ann-Louise Hittle de Suudi Arabistan'ın petrol üretimini günlük 2 milyon varil artırmasının değişik etkileri olacağını belirtti.
Sadece yarım milyon varil petrolün günlük arza dahil edilmesinin bile ekstra zaman ve maliyete sebep olacağına dikkati çeken Hittle, "Temel olarak 2 milyon varillik arzın sisteme dahil olması fiyatlarda keskin düşüşlere sebep olacak. Suudilerin olası 2 milyon varil petrol ilavesi yanında OPEC'in haziranda aldığı kararla Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri ve Rusya'dan da piyasaya petrol gelecek, beklenenden fazla petrol arzı olacak."diye konuştu.