`Türkiye dört yol ağzında`

Saxo Bank Makro Strateji Müdürü Christopher Dembik, Brexit sonrasında Temmuz ayı için piyasaların global görünümünü değerlendirdi. Çeşitli ülkeler ile ilgili analizler de yapan Dembik, Türkiye’nin dört yol ağzında olduğuna ve tercihlerinin ekonomik açıdan çok önem taşıdığına dikkat çekti.

İngiltere’deki referandum sonrasında Saxo Bank Analistlerinin ekonomik verilerden yola çıkarak yaptığı isabetli yorum ve tahminler, finans dünyası tarafından yakından takip ediliyor. Saxo Bank Makro Strateji Müdürü Christopher Dembik de global görünümü ve çeşitli ülkeleri değerlendirerek, göstergelerin büyümede yavaşlamayı işaret ettiğini söyledi.

Türkiye ile ilgili verileri de yorumlayan Dembik, Temmuz ayında finans piyasalarının dikkatinin Türkiye üzerinde olacağını belirtti.

'MERKEZ BANKALARI HER ŞEYE HAZIR'

Brexit’in sonucunun önümüzdeki haftalarda finansal piyasalarda volatiliteyi artıracağı saptamasında bulunan Christopher Dembik, “Eğer İngiltere’nin AB’den çıkış süreci etrafındaki belirsizlik süratle ortadan kaldırılmazsa, ekonomik büyümeye zarar verebilir. Merkez bankalarının, özellikle Bank of England ve Swiss National Bank’ın hızlı ve etkin icraatları, referandum sonrasındaki paniği durdurmaya yardım etti. Ancak daha yüksek volatilite durumunda yeni eylemler gerekebilir” dedi.
 
Önde gelen göstergelerin, sürdürülebilir büyümenin garanti edilmiş olandan çok uzak olduğunu doğruladığına dikkat çeken Dembik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Göstergeler, bozulmakta olan bir global ekonomik tabloyu doğruluyor. Global İmalat PMI’si (Satın Alma Yöneticileri Endeksi) bir gerilemeye girmek üzere ve bu da 2016 yılı üçüncü çeyreğinin sonunda IMF büyüme tahminlerinin aşağı doğru revize edilmesine yol açabilir.”

Japonya’da 10 Temmuzda yapılacak Senato seçimlerinin bu ay dikkat edilecek en önemli siyasi etkinlik olduğunu da belirten Saxo Bank Makro Strateji Müdürü Christopher Dembik, Başbakan Shinzo Abe’nin Liberal Demokrat Partisi’nin seçimleri kazanacak pozisyonda olduğu ancak, Abenomi’nin (*) başarısızlığını telafi etmek için hükümetin önümüzdeki aylarda uygulayacağı ekonomik politikanın hâlâ bilinmediği açıklamasını yaptı.
 
'GLOBAL GÖRÜNÜM İLE İLGİLİ GÖSTERGELER BÜYÜMEDE YAVAŞLAMAYA İŞARET EDİYOR'

ABD, Avrupa ve Çin’deki büyümenin, son derecede moral bozucu olduğunu vurgulayan ünlü analist, buna karşılık son haftalarda ABD’nin iyileşme göstermesinin, kısa ve orta vadede resesyon riskini azalttığını söyledi. Christopher Dembik sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yılın başında iyi bir başlangıçtan sonra, Haziran başından beri Japonya’da büyüme anlamlı düşüş işaretleri veriyor. İki haftalık sürede Japonya ekonomik sürpriz endeksi yılın en yüksek seviyesi olan 76,8’den 40’a düştü. Brexit sonuçlarının belirsizliği hiç kuşkusuz orta vadede ticari güven ve yatırım için yük olacak, bu da en azından Avrupa’da, ekonomik yavaşlamayı hızlandırabilir.

“İmalat sektöründeki negatif trend, global yavaşlama riskini doğruluyor. Global imalat PMI’si (Satın Alma Yöneticileri Endeksi) Mayıs ayında kritik 50 seviyesindeydi, ancak önümüzdeki aylarda düşüş gösterecek. Gelişmiş ülkelerdeki ekonomik faaliyetin zayıflığı ve gelişmekte olan ülkelerin yapısal zorlukları nedeniyle, resmi global büyüme hedefleri hiç kuşkusuz yakalanamayacak. 2016 üçüncü çeyreğinin sonunda büyük olasılıkla IMF, halen %3,1 ile %3,2 olan -ki ilk tahmin %3,4 idi- global büyüme tahminini bir kez daha aşağı doğru revize edecek. Global büyümenin mevcut seviyesi, 2000 - 2007 dönemindeki yıllık %3,46 ortalama büyümenin bile altında kalıyor. ABD’de, Markit imalat PMI’si Haziran’da 51,4’e sıçradı ama trend yıl başından beri kırılgan olmaya devam ediyor.”

'TÜRKİYE’DE EKONOMİK MOMENTUM HÂLÂ POZİTİF'

Saxo Bank Makro Strateji Müdürü Christopher Dembik açıklamalarında Türkiye’ye de yer verdi. 4 Temmuz’da son TÜFE rakamlarının, 13 Temmuz’da ise perakende satışlar ve sanayi üretimi rakamlarının yayınlanmasıyla Temmuz ayında dikkatlerin Türkiye üzerinde olacağını söyleyen Dembik, Türkiye’nin dört yol ağzında olduğunu belirtti. Dembik yorumlarını şöyle sürdürdü: “Başkanlık yetkilerinin güçlendirilmesi ve TC Merkez Bankası’nın daha sıkı kontrol edilmesiyle ilgili politik risklere rağmen, Türkiye’de ekonomik momentum pozitif olmaya devam ediyor. GSYİH büyümesi yılbaşından beri düştü, fakat güçlü iç tüketim ve ihracatı (Nisanda 12 milyar USD) zıplatan zayıf TL sayesinde, görünüm hâlâ hareketli ortalamaların üzerinde.”