Albaraka Türk Genel Müdürü Dr. Fahrettin Yahşi, katılım bankacılığı ve konvansiyonel bankacılık özelinde açıklamalarda bulundu.
Bugün düzenlenen 7. İstanbul Finans Zirvesi’nde konuşan Yahşi, yabancı yatırımcılar özelinde bir takım değerlendirmelerde bulundu.
Son dönemde bir miktar bulanıklık olsa da Türkiye’nin dinamik yapısıyla tekrar yabancı yatırımcının ilgisini çekeceğine inandığını söyleyen Yahşi, bankacılık sektörü genelindeyse sektörün karşılaştığı en önemli iki sorunun sermaye yeterlilik rasyosu ve vadeler özelinde olduğunu belirtti.
Yabancı yatırımcının Türkiye’ye ilgisini değerlendiren Yahşi, “Yatırımcı bir ülkeyi tercih etmeden önce iki faktörü değerlendiriyor. Biri ekonomik büyüme diğeri de siyasal istikrar.
Siyasal istikrarı etkileyen riskler de var. Türkiye’yle ilgili kararlarını verirken mutlaka
bizim de tartıştığımız hususları tartışıyorlardır. Son dönemde bir miktar bulanıklık olsa da Türkiye’nin dinamik bir yapıya sahip olduğunu yok sayamayız. İçinden geçtiğimiz sürecin varlığını inkar etmeden olumlu bir ayrışma yakalayacağımıza inanıyorum” diye konuştu.
“BANKALARIN KREDİ KAPASİTELERİNİ ARTIRMAK İÇİN DESTEĞE İHTİYACI VAR”
Türk bankacılık sektöründe, kredi kapasitesine ilişkin en önemli unsurun sermaye yeterlilik rasyosu olduğunu belirten Yahşi, “Yeni sermaye girişlerine ihtiyacımız var. İçinde bulunduğumuz durum ve sıkıntılar sadece bankaların altından kalkacağı bir sıkıntı değil.
Hükümetin, ülkemizde kredi ihtiyacının ne olduğuna eğildiği bankaların kredi kapasitelerini artırmak için neler yapılacağını tartışılacağı bir ortama ihtiyaç var” değerlendirmesini yaptı.
Bankacılığın yaşadığı diğer bir temel sorunun vade uyumsuzluğu olduğuna dikkat çeken Yahşi, toplanan fonların yüzde 20’sinin vadesiz olduğunu belirterek, “Geri kalanı 3 ayın altında bir vade içeriyor. Bu da yapısal sorunlarımızdan biri. Sermaye yeterlilik rasyosundaki sorun da göz önünde bulundurulduğunda karlılık da bunların sonucu olarak ortaya çıkıyor” dedi.