• Cem Kılıç

Küresel salgın izi işte derinleşir mi?

14.06.2021 Cuma 10:08
Küresel salgının neden olduğu işgücü piyasası krizi yakın zamanda bitecek gibi durmuyor. ILO 2019’da 187 milyon kişi olan küresel işsizliğin 2022’de 205 milyona çıkacağını hesapladı.

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından yapılan güncel bir çalışma, küresel salgının işgücü piyasasında coğrafi ve demografik eşitsizliklerin artması, yoksulluğun yaygınlaşması ve insana yakışır işlerin azalması şeklinde bir miras bırakabileceği konusunda tüm dünyayı uyarıyor. Bugünkü yazımda söz konusu tehlikeyi analiz etmeye çalışacağım.

Koronavirüs salgınının başladığı dönemden bu yana defalarca kaleme aldığım üzere, salgın işgücü piyasasında eşi benzeri görünmemiş hasarlar bıraktı. Ne yazık ki, küresel salgının neden olduğu işgücü piyasası krizi yakın zamanda da bitecek gibi durmuyor. ILO projeksiyonlarına göre, küresel düzeyde öngörülen istihdam büyümesi -en azından 2023 yılına kadar- salgın nedeniyle yaşanan kayıpları karşılamaya yetmeyecek.

İstihdam açığı...

ILO tahminlerine göre, küresel salgından kaynaklanan işgücü piyasası krizi nedeniyle ortaya çıkan istihdam açığı 2021 yılında 75 milyona yükselecek. Bununla birlikte, istihdam açığı ve çalışma sürelerindeki azalmayı kapsayan çalışma süresi açığının ise, 2021 yılında 100 milyon tam zamanlı işe eşdeğer olacağı öngörülüyor. Ancak 2022 yılında istihdam açığının 23 milyona gerilemesi beklenirken, çalışma süresi açığının ise 26 milyon tam zamanlı işe eşdeğer olacağı tahmin ediliyor. Bu anlamda, 2022 yılı toparlanmanın daha hızlı gerçekleşeceği bir yıl olacak gibi görünüyor. Diğer taraftan, salgın nedeniyle istihdam ve çalışma sürelerinde ortaya çıkan bu açık, kriz öncesi dönemde sürekli yüksek seyreden işsizlik, işgücünün eksik kullanımı ve kötü çalışma koşulları gibi olumsuz göstergelerin maalesef üzerine ekleniyor.

205 milyon işsiz

ILO verilerine göre, 2021 yılının ilk yarısında çalışma süresi kayıpları bakımından küresel düzeyde en çok etkilenen bölgeler, Latin Amerika ve Karayipler ile Avrupa ve Orta Asya. Her iki bölge için de tahmini çalışma süresi kayıpları, ilk çeyrekte yüzde 8’in, ikinci çeyrekte ise yüzde 6’nın üzerinde seyrediyor. Söz konusu iki döneme ilişkin küresel ortalama çalışma süresi kayıpları ise sırasıyla yüzde 4.8 ve yüzde 4.4 düzeyinde.

ILO, salgın öncesinde, 2019 yılı itibarıyla 187 milyon kişi olan küresel işsizliğin 2022 yılında 205 milyon kişi olacağını tahmin ediyor. Bu da küresel düzeyde yüzde 5.7 işsizlik oranı demek. Eğer salgın kaynaklı işgücü piyasası krizine ilişkin dönem dikkate alınmazsa, söz konusu düzeydeki bir oran en son 2013 yılında görülmüştü.

Toparlanma ne zaman?

Küresel istihdamda toparlanmanın, özellikle yeni mutasyonlar nedeniyle koronavirüs salgınının genel seyrinde kötüleşme olmaması koşuluyla, 2021’in ikinci yarısında hız kazanacağı öngörülüyor. Ancak, söz konusu toparlanmanın dünya genelinde aynı düzeyde gerçekleşmeyeceği, başka bir ifadeyle “dengesiz” olacağı aşikâr.

Bu durumun kaynağında, ülkeler arasında aşıya erişimin eşitsiz olması ile gelişmekte olan ve yükselen ekonomilerin çoğunda mali canlandırma önlemlerini destekleme kapasitesinin sınırlı olması var. Dahası, bu ülkelerde hem yeni işler yaratılması bakımından kısıtlı bir kapasite söz konusu hem de yeni işler yaratılması mümkün olsa bile bu işlerin düşük kaliteli olması ve dolayısıyla insana yakışır iş niteliğini taşımaması riski yüksek.

Yoksullukla mücadele tam 5 yıl kaybetti

Küresel salgının yol açtığı istihdam ve çalışma sürelerindeki düşüş, işgücü gelirlerinde sert bir düşüşe ve yoksullukta artışa dönüşmüş durumda. ILO verileri itibarıyla, 2019 yılıyla karşılaştırıldığında, salgın yüzünden küresel düzeyde 108 milyon çalışan daha, yoksul ve aşırı yoksul kategorisine dahil olmuş. Söz konusu çalışanlar ve aileleri, kişi başına günde 3.20 ABD Doları’ndan düşük gelirle geçinmek zorunda oldukları için yoksul veya aşırı yoksul şeklinde tanımlanıyorlar.

ILO’ya göre koronavirüs sadece insanların sağlığını tehdit etmekle kalmıyor, aynı zamanda yoksulluğun sona erdirilmesine yönelik kat edilen ilerlemeye de zarar veriyor. Bu anlamda, yoksullukla mücadelenin beş yılının salgın nedeniyle silinmiş olduğunu söylemek mümkün.

İstihdam odaklı strateji

Salgın gerek ekonomiyi gerek toplumsal alanı gerekse işverenleri ve çalışanları, kısaca yaşamın ta kendisini ciddi anlamda zorladı. Aşılama çalışmalarının hız kazanması sonucunda bazı ülkeler, eski günlere dönmeye başladı. Bu süreçte, küresel düzeyde Çin’den sonra en yüksek büyüme performansını da ülkemiz gösterdi.

Salgının işgücü piyasasında yarattığı tahribatın ortadan kaldırılması için uygulamaya konulacak strateji mutlaka istihdam odaklı olmalı. Bu bakımdan, istihdam odaklı toparlanma sürecinin hayata geçirilmesi için geniş kapsamlı ekonomik büyüme ve üretken istihdamın desteklenmesine devam edilmesi ve insan odaklı toparlanma stratejilerinin geliştirilmesi için sosyal diyaloğun kullanılması son derece önemli.

Yazarın Önceki Yazıları