• Cüneyt Paksoy

Temkinli iyimserliğin dozunu artırmak gerekiyor

09.12.2020 Cuma 13:54
Piyasalar adım adım yıl sonuna doğru ilerlerken kritik haber eşikleri de yaklaşıyor. Bu hafta ECB kararları izlenecek. Haftaya ise Fed toplantısı takip edilecek. Aşının artık sahaya inmeye başlaması ve ABD’den gelebilecek yeni teşvik paketi dışında piyasaları pozitif tarafta tutan ana kriterler Bu iki majör merkez bankasının atacağı yeni tahvil alımları ve güçlü sözlü yönlendirme desteği.

Özellikle İtalya, İspanya gibi önemli ülkelerin borçluluk oranları ciddi anlamda tartışma konusu iken ECB’nin piyasalara desteğini yeni tahvil alımları ile uzun süre masada tutması Avrupa için olduğu kadar gelişen piyasalar içinde önemli olacak.

Avrupa Merkez Bankası (AMB) üyeleri, konuya yakın yetkililerden edinilen bilgiye göre, yönetim kurulunun teklif etmesi halinde, pandemi tahvil alım programını daha da genişleterek 2022 ortasına kadar bir yıl süreyle uzatmayı kabul edebilirler.

Euro-dolar paritesinin dolar endeksinde 90.00-91.00 bandına doğru yaşanan gevşemeye paralel olarak, uzun süredir en yükseği olarak görülen 1.21-1.22 civarında bulunması da ECB için AB’nin rekabetçiliğini koruması anlamında önemli olacak ve alınacak kararlarda etkili olacaktır.

Fiyatların içinde kısmen olan ECB desteğinin beklendiği kadar gelmemesi veya olası yeni alım desteğinin yeni yıla bırakılması piyasalarda belirli bir dalgalanma ve negatif fiyatlama etkisi getirebilir. Bu konuda temkinli iyimserlik içinde olmak gerekiyor.

Özetle Bu haftanın belirleyicisi olacak ECB kararları öncesi-sonrası ve haftalık kapanışlar gelecek hafta yapılacak Fed toplantısı öncesi piyasalarda ki risk iştahının korunması adına oldukça önemli bir viraj olarak kayda geçmiş durumda.

Gelinen önemli düzlükte dünyanın en önemli varlık yöneticisi konumunda olan BlackRock’ ın ‘’Risk Modunu Arttırma‘’ notu piyasaların gündemi için önemli bir rapor olarak takip edildi. Raporda ‘’Yüksek enflasyona daha sınırlı nominal faizler ile tepki verilmesiyle birlikte politika devriminin bizim stratejik görüşlerimiz üzerinde büyük etkileri var. Merkez bankaları enflasyon artsa bile nominal faizlerdeki artışları sınırlamaya niyetli gibi görünüyor. Yatırımcıların bu ortamda yön bulması için yeni bir stratejiye ihtiyacı var. Hazine tahvillerinde ağırlığı düşürüyoruz ve hisse senetlerinde enflasyonun yükseldiği dönemlere kıyasla daha yüksek olan tahsisimizi koruyoruz.‘’ cümleleriyle özellikle hisse senedi tarafında ki potansiyele dikkat çeken BlackRock ‘ın bu tavsiyesi bize göre daha çok gelişen piyasalar için potansiyeli barındırıyor.

İşin içine ABD ve Avrupa borsalarını da katarak baktığımızda ciddi yükselişlerin ciddi yüksek fiyatlama ve buna bağlı  balon riski getirdiğini de hatırlatmak gerekiyor. Merkez bankalarının ve teşvik paketlerinin getirdiği yüksek para arzı özellikle getiri arayan yatırımcıları ve fonları Borsalara çekerken yıl sonuna doğru şirketlerin ve endekslerin piyasa değerleri tarihi zirvelere çıkmış durumda.

Endekslerin toplam piyasa değerinin küresel gelire oranı ise yüzde 115 seviyesine ulaştı. Bu oranın Warren Buffett göstergesinin oldukça üzerinde olduğunu belirtmek gerekiyor. Bu oran en son 2008 krizi öncesi 2007 yılında yüzde 120 seviyesinin üzerine çıkmıştı.

Piyasalar önemli viraja doğru ilerlerken özellikle ABD merkezli küresel borsaların seyri yakından takip edilecek. Bunun yanında 2020 senesi içinde en düşük seviyelere gerileyen dolar endeksinin aşağı yönlü hareketine devamı yada buralardan tepki verme potansiyeli yanında ABD 10 yıllıkların seyri de dikkatle izlenecek.

Özetle temkinli iyimserliğin dozunu arttırarak ilerlenmesi gereken günlere gelmiş durumdayız. Bir çok önemli başlık şimdilik Virüsün gölgesinde kalırken , 2021’den itibaren piyasalar Pandemi-Aşı denklemi yanında bir çok sıralı başlığı ve veri akışını karşılamak ve fiyatlamak zorunda kalacak.

Yazarın Önceki Yazıları