Güncelleme : 01.08.2016 Cuma 08:16
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi, Türkiye'de yabancı yatırımcının en yoğun faaliyet gösterdiği serbest bölgelerden olan Ege Serbest Bölgesi'ndeki yatırımları durduramadı.
Büyük çoğunluğu yabancı sermaye ile kurulan 72 tesisin üretime devam ettiği Ege Serbest Bölgesi Kurucu ve İşletici Şirketi'nin (ESBAŞ) Yürütme Kurulu Başkanı Faruk Güler, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyanın önde gelen firmalarının doğrudan yatırım portföyü içinde Türkiye'nin ön sıralarda yer aldığına işaret etti.
Türkiye'nin, lojistik avantajı, dinamik ekonomisi, kalifiye iş gücü ve istikrarlı ekonomisiyle tercihlerde ilk sırada olmaya devam ettiğini, Ege Serbest Bölgesi'nin de yabancıların en fazla ilgi gösterdiği yatırım bölgelerinden birisi olduğunu anlatan Güler, bölgedeki yabancı firmaların üretime dayalı, uzun vadeli yatırım yapan şirketler olduğuna dikkati çekti.
"Bu şirketler Türkiye'nin iş gücüne, bilgi birikimine ve potansiyeline inanmış yatırımcılar" diyen Güler, bölge yatırımcısının kısa süreli gelişmelerden etkilenen, olaylara negatif yönde bakan gruplardan oluşmadığını dile getirdi.
Güler, şöyle konuştu:
"Örneğin bölgemizin en büyük tekstil firmalarından Hugo Boss, geçen yıl yeni tesislerinin inşaatını bitirdi, bu yıl ciddi bir şekilde işçi alıyor, üretimini artırıyor. Ayrıca ABD ve İngiliz ortaklı otomotiv firması Gates, yepyeni bir alanda yatırım yaptı. Bölgemizde bunun yanında şimdiye kadar ESBAŞ'a getiremediğimiz büyük bir Japon yatırımcıyı getirdik. Onlar da binalarını bitirdiler üretime başlayacaklar. Delphi Diesel de bizden arazi istiyor.
Darbe girişimi sonrası yatırımında geri adım atan herhangi bir firma olmadığı gibi 'yeni yatırım yapacağız, boş yeriniz var mı, şartlar nelerdir' diye gelen yatırımcılar var. Bu hafta içinde bölgemizde yatırım yapmak için araştırma yapan 3 yatırımcıyla görüştüm. Bunlar Avrupa ve Japonya merkezli dünyada otomotiv ve enerji alanında ciddi yatırımları olan şirketler. Türkiye gerçekten büyük bir ülke. Bu potansiyeli bilen uluslararası şirketler, bu olay neticesinde ellerini ayaklarını çekmiş değil, bizi yatırım yapılamaz bir ülke statüsünde görmüyorlar. Bunu biz bir fiil yaşıyoruz."
'YABANCI YATIRIMCI RAHATLADI'
Güler, FETÖ'nün darbe girişiminin Türk iş dünyasındaki bütün sistemi alt üst edebilecek bir girişim olduğunu, ancak Türk halkının duyarlılığı ve cesaretiyle bu girişimi bertaraf ettiğini söyledi.
Darbe teşebbüsünü takip eden 2 günde ESBAŞ'ta faaliyet gösteren yabacı yatırımcıların ne yapacaklarını şaşırdığını ve kendilerine birçok soru yönelttiklerini söyleyen Güler, "Darbe girişiminden sonraki ilk iş günü olan 18 Temmuz'da bankaların açılması, işçilerin mesailerine gelmesi ve fabrikaların çalışması, yabancı firma temsilcilerini rahatlattı. Her şeyin normal seyrinde aktığını görünce bu korkuları bir anda yok oldu. Burada 72 yabancı sermayeli şirket var. Hiçbiri 1 saatliğine dahi olsa üretimini aksatmadı. Bunu gören yabancı yatırımcının ilk iki gündeki telaşı, kaygısı yok oldu. 1 hafta sonra ise bu kaygı tamamen yok oldu diyebilirim." ifadelerini kullandı.
Güler, darbe girişiminden sonra olağanüstü hal (OHAL) ilan edilmesinin de şirketleri kaygılandırmadığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yabancı firmalarımıza açıklamamızda OHAL'in bize 2 yönlü olumlu yansıyacağını belirttik. Birincisi, güvenlik güçlerinin terör olaylarına daha hızlı müdahale edebileceği ve bu yüzden güvenlik endişelerinin olmaması gerektiği, ikincisi ise devlet içinde oluşan paralel devletin yavaşlattığı bürokrasinin hızlanacağı idi. OHAL ile bunlar temizlenince aynı hedefe odaklanmış bir bürokrat takımı da olacak. Ekonomi Bakanlığının da çalışamalarının hızla devam ettiğini, hiçbir şeyin yarıda kalmadığını, yatırımlara verilen teşviklerin artarak devam edeceğini söyledik. Bunları aynı zamanda İngilizceye çevirerek firmalarımıza gönderdik."
Türkiye'nin bu süreçten daha da güçlenerek çıkacağına inandığını kaydeden Güler, ekonomi yönetimi, Merkez Bankası ve diğer yetkililerinin açıklamalarıyla sistemin aksamadan çalıştığını, kimsenin kafasında en ufak bir soru işaretinin dahi kalmadığını, gelinen noktada artık hiçbir yatırımcının sorusuyla karşılaşmadıklarını söyledi.