Euro Bölgesi resesyondan çıkışı maliye politikalarında aramalı

Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi`nin geçen haftaki açıklamalarının ardından gözler bütçe fazlası veren ülkelerin kamu harcamalarına çevrildi.

19.09.2019 Cuma 11:30

Güncelleme : 20.09.2019 Cuma 10:03

Para politikalarına yüklenilen sorumluluk ve ağırlık, küresel anlamda bütün ekonomilerde artış gösterdi. Özellikle 2008 küresel finans krizi sonrası  ABD Merkez Bankası (Fed) ve ECB başta olmak üzere diğer ülke merkez bankalarının  uzun süre genişleyici para politikası uygulaması, maliye politikalarının önüne geçti.

Merkez bankalarının sorumluluk alanlarının dengesiz artması, ekonomideki tüm sorunların para politikasıyla çözülebileceği algısını yerleştirdi. Geçen hafta ECB Başkanı Mario Draghi, maliye politikaları olmadan açıklanan para politikası kararlarının ekonomideki kötü gidişatı engellemeye  yetmeyeceği görüşünü yineledi.

Küresel piyasalarda siyasi ve jeopolitik belirsizlikler başta olmak üzere ticaret savaşları, talep yetersizliği ve deflasyonist ortam Euro Bölgesi ekonomisini olumsuz etkiliyor.

ECB, geçen hafta yaptığı toplantıda mevduat faizlerini 10 baz puan  indirimle rekor düşük seviye olan yüzde eksi 0,5 seviyesine çekti. Aynı zamanda  parasal genişleme programını da aylık 20 milyar euroluk tahvil alımı şeklinde  tekrar başlattığını duyuran ECB, bu programın enflasyonun yüzde 2 hedefinin hemen  altına gelene kadar devam edeceğini duyurdu.

ECB Başkanı Mario Draghi, Euro Bölgesi'nin daha uzun süreli ekonomik zayıflıkla karşı karşıya kalabileceğini belirterek, "Euro Bölgesi'nin büyümesine  yönelik riskler aşağı yönlü olmaya devam ediyor, bunda süregelen belirsizliklerin  hala güçlü olması, jeopolitik faktörler, yükselen korumacılık tehdidi ve  gelişmekte olan ülke piyasalarının hassas durumu önemli rol oynuyor." ifadelerini  kullandı.

Euro Bölgesi hükümetlerine seslenen Draghi, sadece para politikası ile  mevcut problemlerin çözümünün zor olduğunu, maliye politikasının da önemli bir  araç olarak kullanılmaya başlanması gerektiğini söyledi.

Euro Bölgesi için 2019 büyüme hedefini yüzde 1,2'den yüzde 1,1'e, 2020  için 1,4'ten yüzde 1,2'ye düşürdüğünü açıklayan ECB, enflasyon beklentilerini de  yıl sonu için 10 baz puanlık düşüşle yüzde 1,2'ye, 2020 yılı için için 40 baz  puanlık düşüşle yüzde 1,2'ye çekti.

MAKRO VERİLERDE ÖNEMLİ BOZULMA GÖZLEMLENİYOR

Euro Bölgesi'nde ticaret savaşlarıyla başlayan ekonomik bozulma, makro  verilerde kendisini belli ederken, bu durum ECB'nin maliye politikası ısrarının  da ana etkenlerinin başında geliyor.

Euro Bölgesi ağustos imalat PMI verisi 47 seviyesinde gerçekleşirken,  bu yılın üçüncü çeyreğinde kapasite kullanım oranı son üç yılın en düşük seviyesi  olan yüzde 81,9'a geriledi. Temmuzda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2  daralan sanayi üretimi, yıllık bazda 9 aydır üst üste negatif bölgede bulunuyor.

Almanya'da ağustos PMI verisi 43,5'e gerileyerek imalat sektöründeki  daralmanın devam ettiğine işaret ederken, kapasite kullanım oranı yüzde 83,9 ile  son 5 yılın en düşüğüne indi. Almanya'da da sanayi üretimi 9 aydır daralırken, Alman ekonomisinde son zamanlarda deflasyonist görüntü gittikçe ağırlaşıyor.

Brexit bilmecesi ile bölge ekonomisine dair belirsizlikleri artıran  İngiltere'de de bu indikatörlerde benzer bir seyir gözleniyor. Ağustos ayında  imalat PMI verisi 47,4 ile son 7 yılın en düşüğüne gerilerken, kapasite kullanım  oranı da yüzde 78,8 ile 2013'ten bu yana gördüğü en düşük seviyeye indi.

KAMU HARCAMALARININ ARTIRILMASI TEKRAR GÜNDEMDE

ECB Başkanı Draghi'nin hükümetlere maliye politikalarını etkin kullanma çağrısının ardından Euro Bölgesi'nde bütçe açığının milli gelire oranı  tekrar gündeme geldi.

Avro Bölgesi'nde 2008 küresel finans krizi sonrasında krizin  etkilerini azaltmak için kamu harcamaları oldukça artırılmış ve bu oran 2009'da  yüzde 6,6'ya kadar yükselmişti.

2013 yılına kadar da yüzde 3 seviyesinin üzerinde kalan bu oran, 2018  yılında yüzde 0,5 seviyesine kadar geriledi. Euro Bölgesi'nde 2010'da 590 milyar euroya kadar yükselen bütçe açığı, geçen yıl 60 milyar euro seviyelerine indi.

Dünyada bütçe fazlası verme konusunda lider ülkelerden olan Almanya,  2008 krizi öncesi 47 milyar euroluk bütçe fazlası verirken, 2010'da yaklaşık 110  milyar dolarlık bütçe açığı verdi. Almanya, 2018 yılında 58 milyar euroluk bütçe  fazlası verdi.

KUZEY ÜLKELERİ, EURO BÖLGESİ'NİN BÜYÜMESİNDE ETKİLİ OLACAK

Analistler, başta Almanya olmak üzere Hollanda, İsveç, Avusturya ve  Danimarka gibi bütçe fazlası veren Kuzey Avrupa ülkelerinin kamu harcamaları  politikalarının gelecek döneme ilişkin büyüme performansı üzerinde etkili olacağını belirtti.

Euro Bölgesi'nde para politikasında cephanenin tükenmekte olduğunu  ifade eden analistler, kamu harcamalarını artırmadan büyüme potansiyelinin ve  toplam talebin artırılmasının oldukça zor olduğunu kaydetti.

Analistler, halihazırda deflasyonist etkilerin bariz şekilde görüldüğü  bölge ekonomisinde uzun süredir "Japonyalaşma" tartışmalarının yapıldığını, gerekli adımların atılmasında geç kalınması durumunda bölge ekonomisinin daha derinden etkilenebileceğini dile getirdi.

Almanya Finans Bakanı Olaf Scholz, geçen yaptığı bir açıklamada  ülkenin resesyon durumunda müdahale etmek için milyarlarca euroyu hazır bulundurduğunu, ancak şimdilik denk bütçe ile devam edeceklerini ifade etmişti.
"
En Çok Okunan Haberler

ABD`de çekirdek PCE belli oldu

KKM hesaplarında düşüş sürüyor

`En büyük önceliğimiz fiyat istikrarı`

Microsoft`un gelir ve karı beklentileri aştı

`BoJ üç kez daha faiz artırabilir`

`ABD ekonomisi güçlü`

Japonya Merkez Bankası faizi değiştirmedi

Çin`in altın tüketimi arttı

Merkez Bankası`ndan zorunlu karşılık adımı

Avrupa`da emlak piyasası kötüleşti

Net UYP açığı belli oldu

`Petrolün enflasyon için yarattığı risk sınırlı`

BNP Paribas`ın ilk çeyrek karı düştü

Toyota`nın satışları ilk kez 10 milyonu aştı

Almanya`da ihracatçıların hissiyatı geriledi

UBS`ten paladyum tahmini

IBM`den 6,4 milyar dolarlık satın alma