Merkez Bankası Başkanı Çetinkaya, Türkiye ekonomisinin güçlü bankacılık sistemi, basiretli maliye politikası ve risk odaklı bir
para politikası yaklaşımı ile oldukça dirençli bir seyir izlediğini belirterek, "Ekonomi kurumları arasında güçlü koordinasyon ve her boyuttaki yapısal düzenleme çabaları ekonomimiz açısından oldukça önemlidir" dedi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya, İstanbul Finans Zirvesi’nde yaptığı konuşmada şunları söyledi:
"Küresel ekonomiye dair belirsizlikler sürerken kırılganlıklar devam etmektedir.
Küresel kriz döneminde alınan parasal tedbirlerin güçlü yapısal reformlarla desteklenememesi özellikle gelişmiş ülkelerde aktarım mekanizmalarının tıkanma riskini de beraberinde getirmektedir. Gelişmiş ülke merkez bankalarının kısa vadede aldıkları faiz kararları önemli olmakla birlikte uzun vadeli faiz seviyeleri ve beklentilerinin görece daha önemli olabileceği vurgulanmalıdır.
Türkiye ekonomisi güçlü bankacılık sistemi, basiretli maliye politikası ve risk odaklı bir para politikası yaklaşımı ile oldukça dirençli bir seyir izlemektedir. Ekonomi kurumları arasında güçlü koordinasyon ve her boyuttaki yapısal düzenleme çabaları ekonomimiz açısından oldukça önemlidir.
Konjonktürel değerlendirmeler yapılırken finansman maliyetlerine ek olarak, genel parasal ve finansal koşulların da göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Merkez bankası için kredi büyümesinin seviyesi kadar kredinin dağılımı ve finansal koşulların gelişimi de önemlidir. Enflasyonun düşük ve istikrarlı olduğu bir ortam, mevduat ve kredi faizlerinin daha düşük düzeylere çekilebilmesine ve vadelerinin uzamasına olanak sağlayacaktır.
Fiyat istikrarının kalıcı olarak sağlanması, ekonomide öngörülebilirliği artıracağı gibi, büyüme, yatırımlar ve istihdam da bu durumdan olumlu etkilenecektir. Fiyat istikrarına kalıcı olarak ve daha düşük maliyetle ulaşabilmek için bazı konularda ilave çaba göstermemiz gerekmektedir.
Bu konulardan birincisi, iktisadi birimlerin konjonktürel dalgalanmaları yönetme konusunda koordineli ve ortak bir çaba göstermesi, ikincisi ise enflasyon katılığını artıran ve para politikası aktarım mekanizmasının etkinliğini azaltan yapısal konularda ilerleme sağlanmasıdır.
Önümüzdeki dönemde gıda fiyatlarına dair sistematik, yapısal ve uzun vadeli bir bakış açısı geliştirilmesi gerekmektedir. Bu yöndeki çabalar son dönemde artış göstermiştir. Yakın dönemde para politikasını sadeleştirip aktarım mekanizmasını güçlendirme yolunda attığımız adımlar daha etkin bir politika çerçevesi oluşturmanın aşamaları olarak görülmelidir.
Fiyat istikrarının ekonomik istikrar açısından önemine ve tüm ekonomik aktörlere sağlayacağı kazanımlara dair farkındalığın artırılması temel önceliklerimizden biridir."