• Batur Asmazoğlu

Amerikan Merkez Bankası ve faiz artırımı

05.08.2015 Cuma 17:43

Uzun zamandır herkesin dilinde olan faiz artırımı sonunda gerçekten kapıya dayanmış görünüyor. Geçen ay yayınlanan tutanaklarda işsizlik datalarındaki toparlanma trendi ve enflasyondaki pozitif gelişmelere tepki olarak faiz artırımının yaklaşmış olabileceği sinyali verildi.

Temmuz ayı tarım dışı istihdam verisi için Bloomberg tahminleri pozitif 225 bin civarında. Bu civarda bir rakam pozitif trendin devam ettiğini onaylayacak gibi görünüyor. Raporun içeriğinde yer alan diğer önemli datalardan ortalama saatlik kazançların senelik 2.3% civarına geri gelmesi böylece Nisan/Mayıs aylarındaki seviyesini yeniden yakalaması bekleniyor.  Bu da Ağustos 2013 ve Temmuz 2011 deki tepe noktalarına yeniden ulaşıldığını gösterecek.
Piyasa oyuncuları genel olarak Amerikan Merkez Bankası’nın faiz arttıracağına ekonomistler kadar inanmış görünmüyor. Enflasyon göstergesi olarak Amerikan Merkez Bankası 2 göstergeye inanıyor. Birincisi piyasanın göstergeleri ki burada enflasyon açısından bir hızlanma yok. İkincisi ise yapılan kamuoyu yoklamaları ve anketler ki bunlarda da enflasyonda bir yükselme eğiliminden bahsedilmiyor. Son aylarda görünüyor ki Amerikan Merkez Bankası anketlere daha çok güveniyor.

Yine anketlere dayanarak, piyasadaki ekonomistlerin 80% kadarının Eylül ayında Amerikan Merkez Bankası’ndan bir faiz artırmı beklediği görünüyor. Piyasadaki vadeli kısa faiz kontratlarında da faiz artırımının bir miktar fiyatlandığı görülüyor. Burada fiyatlama mekanizmasının çalışma şeklinden gerçek olasılığı çıkartalım. Vadeli kısa faiz kontratları aylık efektif merkez bankası faiz ortalamasını baz alıyor ve hacme göre de ağırlıklandırılıyor. Son 100 seansta ortalaması 13 baz puan civarında ve Eylül’deki ilk 17 seansta da aynı seviyelerde olması bekleniyor. Eğer Amerikan Merkez Bankası Eylül 16-17 toplantısında faizleri 25 baz puan arttıracak olursa, efektif faiz 25-50 baz puan aralığında bir yere oturacak ki bu da ortalama faizi ay sonunda yaklaşık 23 baz puan yapacak. Eylül ayı vadeli kontratı ise şu anda sadece 17 baz puanlık bir ortalama faiz fiyatlıyor. Eğer faiz artırımı olmazsa ortalama 13 baz puana, olursa 23 baz puana yakın olacak.  Bu da vadeli faiz kontratları 40% faiz artırımı ihtimali fiyatlıyor demek. Ekonomistlerin 80% ihtimal fiyatladığını düşünürsek arada hala ciddi bir fark var.
Daha uzun vadeli göstergelere yani tahvillere bakmak gerekirse daha agresif bir fiyatlama görüyoruz. Her Pazartesi olduğu gibi geçtiğimiz Pazartesi de yeni bir bono ihracı oldu. En son ihracat 24 milyar dolar tutarında bono 7,5 baz puan faiz ile satıldı ki bir önceki ihale 5 baz puandaydı ve bu 18 ayın en yüksek faizi oldu. 6 aylık bonolar ise 16,5 baz puan ile 4 senenin en yüksek faizli 6 aylık bono ihracı oldu.

Bir yıllık bonolar da 32 baz puan civarında ve bir çok ipotek kredisi bu tahvilin faizine bağlı. 30 Temmuz’da 37 baz puana çıkan tahvil 2009’un ilk yarısından beri en yüksek seviyesini gördü. Her ne kadar tahvil ve bono fiyatları kısa vadede çok volatil ve tahmin edilmesi zor olsa da, orta ve uzun vadede para politikası ve ekonomi trendlerine sadık kalıyor. Bu resimden anladığımız ekonomistler Amerikan Merkez Bankası’nın piyasayı alıştırma konuşmalarının etkisine piyasa oyuncularından biraz daha fazla kapılıyorlar ve faiz artırımını biraz erken fiyatlıyor olma ihtimalleri var.

Yazarın Önceki Yazıları