• Güngör Uras

Du’ bakalım, n’olacak?

30.10.2015 Cuma 09:42

Türk insanı en az bir yıldır “Du’ bakalım, n’olacak” “mood”una (mood=ruh hali) girdi. Önce haziran seçimleri beklendi. Haziran seçimleri sonucu “N’olacak” endişesi azalmadı, arttı.
Pazar günü yeni bir seçim var. Bu seçim ile “N’olacak” endişesinin artık sona ermesi gerekiyor.
Uzun süredir yasama, yargı ve yürütme sistemi işlemiyor. Uzun süredir tüketici, yatırımcı, üretici beklenti içinde. Eylem yok, söylem çok. Sorunlar çözülmüyor. Artıyor.
1 Kasım seçimleri sonunda Türkiye’de ne olur?
Türkiye içinde herkesin farklı beklentileri var.
En fazla merak edilen;
-  Az bir olasılık da olsa AKP’nin tek başına hükümet kurup kuramayacağı.
-  AKP’nin tek başına hükümet kuracak oyları alamaması durumunda koalisyonda AKP’nin hangi partiyle ortaklık yapacağı.
Ekonomiyle ilgili beklentiler farklı.
-  Piyasa denilen borsa/faiz/döviz üçgeninde en fazla merak edilen seçim sonuçlarına göre dolar fiyatının ne olacağı. Dolar fiyatı 2.60 TL’ye mi gerileyecek, 3.10 TL’ye mi yükselecek?
-  Büyük çoğunluğu ücret, emekli aylığı ve sosyal güvenlik ödemeleriyle yaşayan alt ve orta gelir grubundakiler, seçim vaatleri olan asgari ücret, ikramiye, maaşlara zam, kredi kartı ve ihtiyaç kredisi faizlerinin affı, faizsiz kredi gibi konularda eylem beklentisinde.
-  Önemli olan, iş çevrelerinin, yatırım ve üretim yaparak ekonomiyi büyütme gücüne sahip sermaye gruplarının beklentisi.
-   Sermaye grupları, iş çevreleri (maalesef) büyüğüyle, küçüğüyle 2 kampa ayrıldı.
İki kamptaki işadamları da seçim sonucunu endişeyle bekliyor.
(1) Bugüne kadar iktidar tarafından desteklenenler, desteğin devam edip etmeyeceğinden endişe ediyor.
(2) Bugüne kadar destek yerine köstek gördüklerini söyleyenler, kösteğin sona ermesini bekliyor.
-  Anadolu piyasası, KOBİ’si ve esnafıyla seçim sonunda durgunluğun sona ermesini, piyasanın canlanmasını bekliyor.
-  Nihayet, ülkenin okumuş yazmış ve kısaca “entel” diye adlandırılan kesimin beklentileri var.
Bunlara göre, ülkede hukuk sistemi işlemiyor. Söz ve basın hürriyeti, daha geniş anlatımla ifade hürriyeti yok. Eğitim sistemi zayıf. Öncelikle hukuk ve eğitim reformuna ihtiyaç var.
-  Benim Ayşe Hanım Teyzem ile Ali Rıza Bey Amcam ise geçim derdinde. Fiyat artışlarının durmasını istiyorlar. Çocuklarına, damatlarına, torunlarına daha iyi eğitim, daha iyi iş imkânı olsun beklentisindeler.
Beklentiler çok ve sınırsız.
Beklentilerin bir kısmının gerçekleşmesi için paraya gerek yok. Niyet önemli, eylem önemli.
Önemli kısmının gerçekleşmesi ise para bulmaya bağlı.
Paranın kaynağı yatırım, üretim, ekonominin büyümesidir.
Büyüme yavaşladı.
Çünkü iç tasarruf yetersiz. Büyüme dış kaynağa bağlı hale geldi. Büyüme hızlanınca döviz açığı artıyor.
Döviz açığının artmaması için büyümede frene basıldı.
İç ve dış gelişmeler, dünya konjonktürü nedeniyle ülkeden döviz çıkışı oldu. Döviz girişi yavaşladı. Döviz fiyatları olması gereken rakamın üzerine çıktı ama bunlar önemli değil.
Türkiye mevcut borçlarını çevirir ve ihtiyacı olan dövizi bulur.
Biraz yüksek faiz öder, vadesi kısalır ama borç çevrilir.
Önemli olan, Türkiye’de insanların, yatırımcıların, üreticilerin “morallerinin” düzelmesidir. İnsanların yarınları görecek hale gelmesidir. Yarınların daha iyi olacağına inanmasıdır.

Düğüm: Kürt sorunu
Bütün bu anlatımın düğüm noktası, Kürt sorununun çözümüdür.
Seçim sonuçları ne olursa olsun, Kürt sorununda çözüme yaklaşıldı.
Çünkü “Dehşet Dengesi” kuruldu. “Dehşet Dengesi” iki taraflı sorunda tarafların gidebileceği en tehlikeli sınıra ulaşması demektir. Daha ileriye gitme halinde iki tarafın da onarılamayacak kayba yaklaşması demektir.
Kürt sorununun çözümü Türkiye’nin önünü açacaktır.
Sorunun çözümünden sonra Türkiye güçlü bir şekilde büyüme sürecine girecektir.
Unutmayalım, IŞİD sorunu Kürt sorununun uzantısıdır. Kürt sorununun çözümüyle IŞİD sorunu da ortadan kalkacaktır.
Suriye sorunu ile Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” şeklindeki politikasıyla çelişen uygulamalarla Türkiye’nin neden olduğu bir sorundur. Suriye sorununu biz çıkardık, biz faturasını ödüyoruz. Başkaları bu fırsatı değerlendirerek Suriye’ye oturacaklar.

Seçim sonu hedef: İstikrar
Seçimim “istikrar” getirmesini bekliyoruz. İstikrar, “tek partinin seçimi kazanması” veya “kısa sürede
Koalisyon hükümeti kurulması” ile gerçekleşemez.
İstikrar, hukuk sisteminin oturması, sosyal hayatta ve ekonomide bizden-sizden ayrımcılığının sona ermesi, can ve mal güvenliğinin sağlanması, eğitime ve bilime önem verilmesiyle oluşur.
İstikrar, sorun yaratan yönetimlerden sorun çözen yönetimlerle geçilerek sağlanır.
İstikrar, dün 92’nci yılını kutladığımız Cumhuriyet’in birliğinin ve dirliğinin korunmasıyla sağlanır.
Unutmayalım, Mustafa Kemal Cumhuriyet’i 3 sütun üzerine inşa etti: Ulus devlet, laiklik ve tam bağımsızlık.
Bir TC vatandaşı olarak seçimin Türkiye’ye, bu ülkede yaşayanların tümüne iyilikler getirmesini dilerim.

Yazarın Önceki Yazıları