• Dr. Pelin Yantur

Pozitif momentuma devam mı?

28.11.2018 Çarşamba 08:58

30 Kasım önemli bir tarih olarak karşımıza çıkıyor... Küresel piyasaları etkisi altına alan, dünyayı yavaşlatan çekişme dünya ticaretini de haliyle geriletti. Küreselde büyüme hızının düşünülenden beklenenden fazla olması, şiddetindeki derecenin ağırlığını da ortaya koyuyor. Bu kez 30 Kasım – 1 Aralık tarihinde iki tarafı da bir araya getirecek Arjantin, Buenos Aires’de yapılan G-20 Zirvesi oldukça önemli!

Başkan D. Trump ve Xi Jinping bu zirvede bir araya geliyor. Dünya ekonomisinin en büyük iki gücü olan ABD ve Çin aralarında anlaşamamaları dahilinde ek vergi söz konusu efendim. Peki bu ne demek? Geçen haftaki “Küreselde neler oluyor?” başlıklı yazımda bahsetmiştim. Küresel büyümede daha da yavaşlamanın olması demek. OECD’ye bakıyorsunuz; raporda küresel büyüme oranı güncelleniyor... Örneğin, yüzde 3,7’lik küresel büyüme yüzde 3,5’lara çekiliyor. Çin’de de bunu 2020 dahil azaltarak devam ettiriliyor. Bu raporda bizde payımızı almış gibi duruyoruz. Arjantin ve bize 2019 için daralma gösteriliyor. Bu ticaret savaşının ise dünya ticaretinde negatif bir etki yarattığını vurgulayarak 0,5 puanlık bir aşağı yönlü dünya ticaretinden bahsediyor.

Peki olası bir anlaşma durumunda ise? İşte bu noktada baskı altında olan gelişmekte olan ülke ekonomileri öne çıkıyor. Bu nedenle yakından ilgileniyoruz toplantıyla.
Söz konusu 200 milyar dolarlık Çin ürününe uygulanacak tarife! Kazananı ise kim olacak bu savaşın? Görünen o ki iki tarafta kaybedecek. Hatta küreseli büyük bir belirsizliğe sürükleyecek.  Bekliyoruz heyecanla.

Bu süreçte bizler ne yaptık? Gelin içeriye dönelim biraz da...

Kara Ağustos’u yaşadık. Yılbaşından Ağustos’a kadar olan süreçte yüzde 40’lık değer kaybı yaşadık Türk Lirası’nda. Akabinde gerek TCMB gerekse mali politika nezdinde önlemleri aldık. Kur tarafında son 1 yılda yaşanan yüzde 30’luk artış sonucu bu kez 2019’un da beklentilerini şekillendirecek olumlu gelişmeler yaşamaya başladık.

Ne mi olmaya başladı?

Yabancılar TL lehine pozisyon aldı. Para politikasıyla uyumlu sıkı mali politika ve çizilen sağlam yol haritası teknolojiye ve Ar-Ge’ye atfedilen önem 1, 2 yıl sonra Türkiye’nin bambaşka bir boyut alacağını göstermeye yönelik çalışmalar ve yapılan işbirlikleri olumlu seyrin temellerini atıyor gibi görünüyor. Bunun yanında Fed’in faiz artışlarında frene basması olasılığının olumlu bir etki yaratacağını söylüyoruz son gelişmelerle. Gerçi ben çok da etkisi olduğunu düşünmüyorum. Neden mi? Yahu onların zaten faiz oranı yüzde 3,05’lerde. Biz ise yüzde 24’lerden bahsediyoruz. Yoğun bir etkiden bahsedeceksek eğer şuana kadar olan faiz oranıyla zaten bahsedebilirdik. Bu nedenle şuandaki yaşanan bu pozitif ayrışmada Fed’in etkisinin çok da etkin olduğunu düşünmüyorum. Siyasi tarafta ise aralarda ufak tefek nüanslar olsa da normalleşme süreci başladı ve yolunda da gidiyor.

Para politikası tarafında ise zaten 2019 için yapılan yapıldı. E yanında mali politika devam ediyor. Şimdi ne yapmalıyız peki? Ekonomi politikalarından olan makro ihtiyati politikalarla yolumuza devam etmeliyiz. Finansal sorunların sonucunda oluşabilecek riskleri hem finansal sistemde hem de reel ekonomi üzerinde etki yaratmasını önlemeye yönelik politikalar yürütmeliyiz. Bu tarafta da adımların devamıyla birlikte Dolar/TL tarafında pozitif bir momentumu korumaya devam edebilir, olumlu bir tabloyla küreselde seyir gösterebiliriz. 

Yazarın Önceki Yazıları