Aydın Doğan: (POAŞ Davası) Bu davanın hukuki dayanağı yoktur

13.07.2016 Çarşamba 15:20

Bugün İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen POAŞ davasıyla
ilgili olarak Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan bir açıklama
yaptı.
Bu davanın hukuki dayanağı olmadığını söyleyen Aydın Doğan'ın
açıklaması şöyle:
“Bu dava akıl ve izandan yoksundur. Çünkü bu davanın hiçbir hukuki
dayanağı yoktur. Bu iddialar, ilk kez 2001-2005 yılları arasında
TBMM'de kurulmuş olan akaryakıt dağıtım şirketleri hakkında inceleme
yapan komisyon tarafından ele alınmıştır. Komisyon, beş yıl süren
çalışmasının sonunda hazırladığı son derece ayrıntılı ve kapsamlı
raporunda Petrol Ofisi hakkında yasaya aykırı hiçbir işlemin
bulunmadığı sonucuna varmıştır. Ben kişisel olarak bu şirketin
yönetiminde bulunmadım, dolayısıyla hiçbir hukuki ve idari sorumluluk
üstlenmedim. Önemli bir noktaya daha dikkat çekmek istiyorum: aynı
suçlamalarla ilgili olarak Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından
da bir soruşturma yürütülmüş ve bu çerçevede 2014 yılında bir dava
açılmıştır. Bu davanın iddianamesinde sanık olarak yer almadığım gibi,
iki yıldan beri süren yargılamada da adım bir defa bile geçmemiştir.
Buna rağmen Savcılık makamı beni bu iddianameye dahil ederek
kamuoyunda sansasyon yaratmayı, benim itibarıma zarar vermeyi
hedeflemiştir. Ayrıca mesele, sadece benim bu şirketin yönetiminde
olup olmamamla da ilgili değildir. Ben geçmişte Petrol Ofisi
yönetiminde olup sanık olarak bugün mahkemeye çıkan değerli
arkadaşlarımızın hepsinin de masum olduğuna, hukuka aykırı hiçbir
işlemlerinin bulunmadığına bütün yüreğimle inanıyorum”
Avukat Prof. Köksal Bayraktar da davaya ilişkin şu açıklamayı
yaptı:
“Bir yargılamada önce mahkemenin davaya bakmaya yer itibarıyla
yetkili olup olmadığı tartışılır. Usule ilişkin bu tartışma
sorgulamadan önce olur. Bugün İstanbul Birinci Ağır Ceza Mahkemesi'nde
bu karara tam uyularak, yetki tartışmasına girildi. Bu tartışma şu
husustan kaynaklandı: İddia konusu olan aynı olayla ilgili olarak
bundan iki yıl önce Mersin Birinci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından
açılmış olan bir dava daha var. Bu dava devam ediyor. Buna dayanarak
biz davanın beş ayrı avukatı olarak Mersin'de aynı iddiaların
yargılama konusu olduğunu ve bugün başlanacak davanın Mersin'e
gönderilmesı gerektiğini Ceza Muhakemesi Kanunu'na dayanarak ileri
sürdük. Mahkeme, bizim talebimizi kısmen kabul ederek, Mersin Ağır
Ceza Mahkemesi'ne konunun sorulmasını ve yetki konusunda önce
Mersin'deki mahkemenin karar vermesi gerektiğini, konunun kendisi
tarafından bundan sonra değerlendirileceğini belirtti. Bunun için de
tüm dosyayı Mersin'e göndermeyi ve önce onun karar vermesini
bekleyeceğini hükme bağladı. Bu sebeple sorgulama yapılmadı ve duruşma
23 Kasım 2016 tarihine ertelendi. Bu durumda davanın bundan sonraki
seyriyle önümüzde üç ihtimal bulunuyor. Birinci ihtimal, Mersin'deki
mahkemenin kendisini yetkili görüp her iki dosyayı birleştirerek
davayı görmeye devam etmesidir. İkinci ihtimal, Mersin'deki mahkemenin
kendisini yetkili görmeyip dosyayı İstanbul'a göndermesidir.
İstanbul'daki mahkeme bu kararı uygun bulursa, dava dosyaların
birleştirilmesi suretiyle İstanbul'daki ağır ceza mahkemesinde
görülmeye başlanır. Üçüncü ihtimal de İstanbul ve Mersin'deki
mahkemelerin yetki konusunda aralarında ihtilafa düşmeleridir. Bu
durumda dosya Yargıtay'ın ilgili ceza dairesine gider. Yargıtay'ın
davanın nerede görüleceği hususundaki kararı kesindir. Önümüzdeki
aylarda bu gelişmelerin nasıl sonuçlanacağını bekleyeceğiz”

DHA
En Çok Okunan Haberler