• Cüneyt Paksoy

Buffet, Yellen, IMF ve Fed

07.05.2021 Cuma 13:49
Mayıs ayının kritik geçeceğini ve borsalarda her an realize olabilecek olası kar satışlarına hazırlıklı gidilmesini geçen hafta yazımızda belirtmiştik. Bu hafta içinde bunun bir provasını da yaşadık ama bunun sebebinin Yellen’ın aynı gün içinde gerçekleşen farklı söylemlerinin getireceği anomali kaynaklı olmasını da beklemiyorduk.

Aslında ilk önemli öncül açıklama efsane yatırımcı Warren Buffett’dan geldi. Buffett yıllık hissedar toplantısında önemli noktalara değinirken bu toplantıdan üç önemli başlık dikkatimizi çekti. Birincisi borsalarda gelinen seviyelerin balon riski taşıdığını ama bunun ne zaman sonlanacağının belirsiz olduğunu belirten Buffett ,ikinci başlıkta vergi önlemlerinin uzun vadede hisse performansları üzerinde sıkıntı oluşturacağını belirtirken temettü getirilerinde de belirsizlik oluştuğunun altını çizdi.

Üçüncü başlık ise asıl çarpıcı olan bölümdü. Bu açıklamanın Yellen’ın anomali oluşturan söylemleri öncesi gelmesi ise bizce piyasa aktörlerinin bu konuda şimdiden hazırlık yapmaya başladığını göstermiş oldu. Bu başlığın konusu ise "enflasyon riski" idi.

Açıklamada hızlı toparlanma için Fed ve ABD Hükümeti'nin önlemlerinin etkisine değinirken, “Bu önlemler ekonominin %85’ini ‘süper yüksek viteste’ toparlanmasına yardım ediyor ancak büyümenin yükselmesi ve düşük faiz oranlarıyla birlikte birçok ekonomik aktör fiyatları artıracak ve bu da daha fazla enflasyona yol açacak.’’ diyen Buffett bir anlamda piyasanın içinden biri olarak fiyatlama tepkisi dışında dışında enflasyona dair belirsizliğin ve risklerin altını çizen sözcü görevini üstlenmiş oldu.

Salı günü ise sahneye Yellen çıktı ve "ABD ekonomisinin yüksek hükümet harcamaları nedeniyle aşırı ısınmasını önlemek için faiz oranlarının ılımlı bir şekilde artması gerekebileceğini" belirtti. Bu söylemle birlikte Fed’in kendi söylemlerinin aksine 2023’ten çok çok önce bir faiz artışına gidebileceğini düşünen piyasaların anomali yaşadığını ve özellikle borsa tarafında sert satışların geldiğini gözlemledik.

Piyasalar beklenmeyen bu söylem karşısında pozisyon almaya çalışırken Yellen birkaç saat sonra tekrar sahneye çıkarak bu sefer ‘’enflasyonun ABD ekonomisi için bir sorun olmasını beklemediğini belirterek, faiz artırımının "öngördüğü ya da önerdiği" bir şey olmadığını‘’ ifade etti.

Hükümet harcamaları nedeniyle ekonominin "aşırı ısınmasını" önlemek için faiz oranlarının biraz artması gerekebileceğine ilişkin değerlendirmelerine işaret eden Yellen, "Bu öngördüğüm ya da önerdiğim bir şey değil." diyerek kendisini aklamaya çalışarak bir anlamda yanlış anlaşıldığını da göstermeye çalıştı.

Devamında "ABD ekonomisi için enflasyonun bir sorun olacağını düşünmediğini" belirten Yellen, ’’bu olsa bile Fed'in bununla baş edebilecek araçları olduğunu‘’ belirterek topu tekrar Fed’e atmış oldu. Böylelikle Fed’in Haziran ayı toplantısı devamlı belirtmeye çalıştığımız gibi piyasalar için oldukça önemli bir dönüm noktası haline gelmiş oldu.

Eski Fed Başkanı ve şimdi yeni hazine bakanı Yellen’ın koltuğunun sorumluluğunu bildiğini ve aslında kolaylıkla bir dil sürçmesi yaşayıp bunu aynı gün birkaç saat içinde revize edeceğini düşünmüyoruz. Beyaz Saray'ı dahi Fed’in bağımsızlığı üzerine vurgu yapmak zorunda bırakan mini süreç, piyasalarda getirdiği kısa vadeli volatilite yanında bir piyasa testi ya da piyasaları gelecekte olabileceklere karşı adım adım hazırlama amaçlı olabilecek bir anomali şeklinde ajandamıza not edilmiş durumda.

IMF FAİZ TARTIŞMALARI SÜRECİNE  DAHİL OLUYOR

Yellen’ın etkisi daha geçmeden IMF Başkanı Georgieva’dan gelen açıklamalar da oldukça manidar. Daha önce Yellen’ın küresel vergi mutabakatı çıkışını destekleyen Georgieva şimdi de Yellen’ın faiz çıkışının ardından yine destekleyen söylemleriyle dikkat çekiyor.

IMF Başkanı Georgieva; ‘’koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında sağlanan politika desteğinin çok dikkatli bir şekilde geri çekilmesi gerektiğini belirterek, dünyanın yükselen faiz oranlarına hazırlanması gerektiğini‘’ ifade ederek bundan sonraki sürece dair Yellen’ın düzeltilmemiş ilk söylemine de dolaylı bir gönderme yapmış oldu.

Her ne kadar hızlı toparlanma sonucu gerekli hale gelebilecek beklenenden erken faiz artışının dikkatli yapılmasını ve bölgesel farklılıkları gözeterek bir krize meydan verilmeden sürecin yönetilmesini söylese de, faiz tartışmalarının bir parçası olarak sahaya gelmesi piyasalar için bir başka alarm zili olarak ajandalara not edildi.

FED RAPORU VE UYARILAR

Son olarak da Fed’in uyarıları gündeme gelmiş durumda.  Amerikan finansal sistemindeki mevcut duruma ilişkin değerlendirmelerin yer aldığı Finansal İstikrar Raporunun içeriğinde ‘’riskli varlıkların fiyatlarının genel olarak daha da yükseldiğini belirterek, varlık fiyatlarının risk iştahının azalması durumunda önemli düşüşlere açık olabileceğini‘’  bildirerek işin piyasalarda ki balon tarafına dikkat çekerek bir başka uyarı sinyalini vermiş oldu.

Raporda "Küresel salgının kötüleşmesi, gelişmekte olan pazarlarda ve bazı Avrupa ülkelerindeki finansal sistemi zorlayabilir. Ayrıca, küresel faiz oranları aniden yükselirse, bazı gelişmekte olan piyasa ekonomileri ek mali sıkıntılar yaşayabilir. Bu riskler gerçekleşirse, raporda belirtilen kırılganlıklarla etkileşime girebilir ve ABD finans sistemi için ek riskler oluşturabilir." ifadelerini kullanarak faiz yükselme riski söylemlerine dair  sürece de  dahil olmuş oldu.

Piyasalarında bütün bunları not ettiğini ve bir bakıma uzun süredir ABD 10 yıllıklar ve dolar endeksi üzerinden fiyatlama ile gösterdiği enflasyon temelli refleks konusunda da haklı çıktığını görmekteyiz. Yaşanan Yellen kaynaklı anomaliden sonra piyasaların artık önümüzdeki süreç çok daha fazla verilere, Yellen’a ve Fed’e konsantre olacağı kesin.

Bizler ise piyasaların düşüncelerini ve olası reflekslerini anlama adına her zaman olduğu gibi gözümüzü SP500 Endeksi, ABD 10 yıllıklar, dolar endeksi gibi majör grafiklerde tutmaya devam edeceğiz. Mevcut haber akışının öncül fiyatlamalarını son birkaç aydır bu majör grafiklerde değişimleri gözlemleyerek hem yazılarımızda hem yayınlarımızda verdiğimiz uyarılarda anlatmaya çalışıyoruz. Böylelikle piyasalarda birkaç ekstrem örnek dışında hiçbir fiyatlamanın kendiliğinden oluşmadığını da bir kez daha görmüş bulunmaktayız.
Yazarın Önceki Yazıları