• Dr. Pelin Yantur

Yerelden küresele…

08.02.2019 Cuma 14:48
Yerelden küresele, küreselden yerele geçişlerdeyiz bugünlerde. TL varlıklarına yabancı yatırımcı ilgi gösterirken yerlilerin dövize kaçışındaki nedenleri sorguluyoruz. Bir taraftan ihracat bacağındaki ana partnerimiz olan  Avrupa’nın büyüme beklentilerindeki düşüşü izlerken bir taraftan Brexit meselesinin bir türlü çözüme kavuşturulamamasının endişesini yaşıyoruz. Derken…  Bir gelişme yaşanıyor; yumuşama görebiliriz dediğimiz ABD- Çin gerilimi tarafında ABD Ekonomi Konseyi Direktörü Larry Kudlow’un röportajıyla daha da geriliyoruz. Hal böyle olunca Avrupa piyasaları, borsaları ve ABD borsaları satış yaşıyor. Örneğin Dow Jones sert satış gördü. Haliyle gelişen ülkelerde de bir kırılganlık söz konusu oluyor.

Yine Merkez Bankalarına çeviriyoruz gözlerimizi. Yumuşak davranış sergileyen Merkez Bankalarından aksiyonlar görmeye devam edeceğiz gibi duruyor. Nitekim de açıklamalar bu yönde…

Öncelikle gelin isterseniz yerele gidelim. Yabancı yatırımcı talep gösterirken yerli yatırımcı neden diğer para birimlerine kaçıyor? Doğru karar mı bu? Yerli yatırımcı tarafına geçip düşündüğünüz anda Ağustos ayında yara alan bir tarafla karşılaşıyorsunuz. Bu kez kendini koruma içgüdüsüyle hareket ediyor yerli yatırımcı. Bunun yanında yüzde 18 seviyelerine gelen mevduat faizlerinin yanında enflasyonun yüzde 20’lerde olması yine etkileyen faktörlerden biri oluyor yatırımcıyı. Mevduat faizlerinin daha da aşağı ineceği düşüncesiyle kendine koruma kalkanı belirliyor yerli yatırımcı. Bunun yanında sokakta bir o kadar da manipülatif söylemler söz konusu. Özellikle birçok seçim senaryoları dolaşıyor bu sıralar. Hepimiz duyuyoruz bunları. Yerli yatırımcı yüksek borçlanmayı da düşünerek diğer para birimlerine gidiyor.

Gelelim yabancı yatırımcıya. Burada da farklı etkilere bakılıyor ve karar veriliyor. Önce CDS’lere bakıyor bu taraf. 500’lerden 300’lerin altına çektiğimiz CDS’ler belirleyici olabiliyor. Tabii başlı başına bu da yetmiyor… Risk priminde azalma, yüzde 24’lük politika faizindeki duruşun devamı, FED’in güvercin duruşu yabancı yatırımcıyı çekiyor kısa vadede.

Peki yerel para birimini temelde en çok ne etkiliyor?

Enflasyon ve cari açık birincil olarak ortaya çıkıyor. Yabancı yatırımcı için cari açığın yüksek olmaması da pozitif etki yaratıyor bu aşamada. Ülkede yüzde 20’lerde seyreden yüksek bir enflasyon yaşansa da burada da aşağı yönlü bir revize bekleniyor. Dolayısıyla Ağustos ayında yara alan ve kendini korumak isteyen hane halkı ve şirketler diğer paralara kaçarak belki de yine bir risk alıyorlar.

Yorum sizde…

Küreselde de Avrupa’daki ciddi soğuma (Örneğin, Almanya’nın sanayi üretiminin 0,4 azalması, büyüme beklentisinin 1,9’dan 1,3’e çekilmesi, İtalya büyümesi…) ve gerilen ABD- Çin ticaret savaşı endişesi global ekonomi için tedirginlik yaratıyor. Avrupa’daki PMI’ların 50’nin altına dayanması ve iç talebin daralması onların da büyüme rotalarını ihracata çeviriyor. Hal böyle olunca para politikalarında görülen gevşemenin yanında mali politikalar da kolunu sıvamak zorunda kalıyor. En acilinden!

Bu senaryo dahilinde üzerime ne düşüyor?

Gelişen ülkeler olarak hikaye yaratmak zorunda kalıyor. Yabancı yatırımcıyı DOĞRUDAN yabancı yatırıma çevirmek gibi mesela… Ya da riskleri ortadan kaldırmak gibi... Bu kez parasal genişlemenin yavaşlamasıyla doğrudan geldiği değil, arka planının da buna destekleyici olduğu bir senaryo. Nasıl bir hikaye bunu başka bir yazıda daha da ayrıntılı işlemek dileğiyle… Sevgiyle kalın… 
 
Yazarın Önceki Yazıları